Etiket: türkiye

  • Sünnetin Fazileti

    Amr b. Avf(ra) Efendimiz’in Bilal b. Haris(ra)’a şöyle dediğini rivayet etmiştir: ” ey Bilal! Bil” . O da: ” Ya Rasulullah neyi bileyim?” .

    Şöyle buyurdu:” Şunu bil ki kim benden sonra sünnetlerimden öldürülmüş olan bir sünnetimi diriltirse ona bu sünnetle amel edenlerin ecri verilir. Onların ecirlerinden de eksilme olmaz. Kim de Allah ve Rasulü’nün razı olmadığı sapık bir bid’at ortaya koyarsa ona da bu bid’atla amel edenlerin ecri verilir, bid’ati işleyenlerin günahlarından da eksilme olmaz. ” (Tirmizi, İbn-i Mace).Kaynakwh: 100 şehit Sevabı…

    İbn-i Abbas (ra) Hz. Peygamber Efendimiz(sav)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir: ” Ümmetimin bozulduğu bir sırada kim sünnetime sarılırsa ona yüz şehit sevabı vardır. ” (Beyhaki, Taberani).

    SÜNNETLER

    Hz. Muhammed s.a.v Sünnetleri

    Peygamber Efendimizin Günlük Hayata Ait Sünnetleri başka sünnetler daha

    “1- ) En çok Pazartesi ve Perşembeleri oruç tutardı. Neden böyle yaptığı Pazartesi ve Perşembe Allah’a sunulur. Sorulduğunda da şu cevabı verirdi: “” Ameller her pazartesi ve perşembe Allah’a ( c.c.) sunulur. Oruçlu iken amelimin Allah’a (c.c.) arz olunmasını severim. Her Müslüman affedilir. Ancak dargın olan kişi müstesna. Cenab-ı Hak meleklere onlar için “”bunları geri bırakın”” der.”

    “2- ) Cumartesi ve pazar günleri de umumiyetle oruç tutardı. ve şöyle derdi: “” Bu iki gün müşriklerin bayram günleridir. Onlara muhalif olmaktan hoşlanırım.”

    3- ) Yüzüğü gümüştendi, yüzüğü akik taşıydı.

    4- ) Gözleri uyurdu lakin kalbi uyumazdı.

    5- ) Ahlakı Kur’an’dı.

    6- ) Umumiyetle cuma günü yıkanırdı, bazen de terk ederdi.

    7- ) Çocuklara karşı çok merhametliydi.

    “8- ) Su içtiği zaman 3 defa nefes alır, üç nefeste içerdi ve “” Bu daha mutlu, daha afiyetli ve daha sağlıklıdır. “” buyurdu.”

    9- ) Gece kalktığı zaman ağzını misvaklardı.

    10- ) Son derece merhametliydi. Birisine bir şey vaat ettiği zaman imkanı olduğunda mutlaka o vaadini yerine getirirdi.

    11- ) İçinde su içilen bir cam kasesi vardı.

    12- ) Sükunu uzun, gülmesi azdı.

    “13- ) Hizmetçiye söyledikleri sözlerden biri de “” Bir ihtiyacın var mı? “” idi.”

    14- ) Eza veren kötü huyu olmazdı. Birisinin diğeri aleyhine olan sözünü de kabul etmezdi.

    15- ) Kendisine meleklerin gelmesi ve Hz. Cebrail (as) ile konuşması sebebiyle pırasa, sarımsak, soğan gibi şeyler yemezdi.

    16- ) Yaslanarak yemek yemezdi. Arkasından iki kişi yürüyemezdi.

    17- ) Gece ağzına misvak sürmeden kalmazdı.

    18- ) Gusülden sonra abdest almazdı.

    19- ) Tebessüm etmeden kesinlikle konuşmazdı.

    20- ) Ramazan Bayramında bir şey yemeden camiye çıkmazdı.

    21- ) Kurban Bayramında kurban kesilmeden evvel bir şey yemezdi.

    22- ) Üçten sonra sözü tekrar etmezdi.

    23- ) Gece veya gündüz uyuyup da uyandığı zaman mutlaka misvak kullanırdı.

    24- ) İkram edilen kokuyu geri çevirmezdi.

    25- ) Biat esnasında kadınların elini tutmazdı.

    26- ) Bir yudum su ile dahi olsa iftar etmeden akşam namazını kılmazdı.

    27- ) Gülüşü tebessümlerden ibaretti.

    28- ) Hastayı ancak üç günden sonra ziyaret ederdi.

    29- ) Şu beş şeyi hiçbir zaman yanından ayırmazdı; Ayna, sürme kabı, tarak, misvak ve ustura.

    30- ) Lamba ile kendisine aydınlık yapılmadıkça karanlık evde oturmazdı.

    “31- ) Bir yerden kalkarken mutlaka “” Subhaneke Allahümme Rabbi vebi hamdike la ilahe illa ente estağfiruke ve etübi ileyke”” der ve şöyle buyururdu: “” Yerinden kalkarken kim bunu söylerse mutlaka mecliste kendisinden südur eden günahları bağışlanır.”””

    32- ) Hiçbir şeye hayır demezdi. Kendisinden bir şey istendiği zaman eğer yapmak isterse evet derdi. İstemezse sükut ederdi.

    33- ) Abdestini kendisi alırdı. Kimseden yardım istemezdi. Vereceği sadakayı da bizzat kendi eliyle verirdi, kimseyi bunun için rahatsız etmezdi.

    34- ) Ne yemek ne de başka bir şey O’nu akşam namazından alıkoyamazdı.

    35- ) Dişlerini temizlemeden uyumazdı.

    36- ) Daima misvakı başucunda bulunurdu, öylece uyurdu. Uyanınca hemen onunla dişlerini fırçalardı.

    37- ) Kahkaha ile gülmezdi.

    38- ) Yemeğe suya üfürmezdi. Kabın içinde nefes almazdı.

    39- ) Kendisinden kötü söz işiteceği kimseye yanaşmazdı. ( Buhari )

    40- ) Bir vali tayin ettiği zaman ona sarığı kendi eliyle sarıp giyindirirdi. Sarığın kuyruğunu sağ taraftan kulağa doğru sarkıtırdı.

    41- ) Sarığın kuyruğunu sağ taraftan kulağa doğru sarkıtırdı.

    42- ) Yanına çocuklar geldiği zaman onları tebrik eder, güzel karşılar ve onlara dua ederdi.

    43- ) Hurmayı yer ve çekirdeğini tabağa atardı.

    “44- ) Buğday ekmeği ile hurma yerdi v “” Bunlar pek hoştur. “” derdi. ( Tayalisi )”

    45- ) Üzümü ağzına teker teker koyarak yerdi. ( Taberani )

    46- ) Hediye edileni yerdi, sadakayı yemezdi. ( İbn-i Said )

    47- ) Üç parmak ile yerdi, onları silmeden iyice yıkardı.

    48- ) Hanımlarından biri yatıp uyumak istedikleri zaman ona 33 kere Subhanallah, 33 kere Elhamdülillah, 33 kere de Allahuekber demesini emrederdi. ( Mendi )

    49- ) İnsanları birbirine bağlamak ve sevindirmek için hediyeleşmelerini emrederdi. ( İbn-i Asakiri )

    50- ) Güneş tutulduğu zaman kılınan küsuf namazında köle azad edilmesini emrederdi.

    51- ) Nazar değmesinde ( hastalanınca ) Kalem Suresi 51, 52. ayetlerin okunmasını emrederdi.

    52- ) İnsana ait 7 şeyin gömülmesini emrederdi: Saç, kan, tırnak, diş, pıhtılaşmış kan, perde, hayız kanı. ( Hakim )

    53- ) Oruçlu iken iftar edeceği zaman ilkin su ile başlardı. Suyu iki veya üç defada nefes alarak içerdi yani bir defada içmezdi.

    54- ) Yüzüğünü sağ eline takardı. ( Müslim )

    55- ) Yüzüğünü sol eline takardı. ( Buhari )

    56- ) Yüzüğünü sağ aline takardı sonra sola değiştirirdi. ( İbn-i Asakir, Aişe (r.a. )

    57- ) Cinlerden ve nazar değmesinden Rabbine sığınırdı. Nihayet Muavvizeteyn nazil olunca onları okumaya başladı. Diğer duaları terk etti. Ani ölümden Allah’a sığınırdı, ölümden önce hastalanmasını isterdi. ( Taberani )

    58- ) Her namazdan sonra abdest alırdı. ( Buhari )

    59- ) Kurfuaz şeklinde ( Dizlerini karnına birleştirerek ) otururdu.

    60- ) Başına sarık sarıp ona kuyruk yaparak, iki omuzu arasından sarkıtırdı.

    61- ) Bütün vakitlerde Allah’ı (c.c.) zikrederdi.

    62- ) Gece karanlığında gündüzün ışığında gördüğü gibi görürdü. ( Beyhaki )

    63- ) Enine doğru misvak kullanırdı.

    64- ) Sabah namazının sünnetini kıldığı zaman sağ ayağının üzerine yatardı.

    “65- ) Aksırınca “” Elhamdülillah”” derdi. Bunu işiten “” Barekallah”” derdi. Tekrar Efendimiz: “” Yehdina ve Yehdikümullah”” derdi.”

    66- ) Aksırdığı zaman elini ya da elbisesini ağzına koyardı, sesini alçaltırdı.

    67- ) Ayaktayken öfklendiklerinde hemen otururlardı. Otururken öfkelendiklerinde hemen yatarlardı. Böylece öfkeden teskin olup giderdi.

    68- ) Öğleden önce dört rekatı kaçırdıkları zaman onu farzı müteakiben iki rekattan sonra kılardı.

    69- ) Arkadaşlarından birini üç gün görmediği zaman onu sorarlardı. Eğer gaib ( kayıp )ise ona dua ederlerdi.

    70- ) Dualarının daha şümullü olanını severdi, diğerlerini terkederdi. ( Taberani )

    71- ) Tabaklanmış koyun postunda namaz kılmaktan hoşlanırdı. ( İbn-i Said )

    72- ) Bahçelerde namaz kılmaktan hoşlanırdı. ( Tirmizi )

    “73- ) Duasına “” Subhane Rabbiyel aliyyül ağlel vehhab “” ile başlardo.”

    74- ) Açlıktan beline taş bağlardı. ( İbn-i Said )

    75- ) Yeşilliğe akan suya bakmaktan hoşlanırdı. ( Ebu Nuaym )

    76- ) Ağzı kapanan kaptan hoşlanırdı.

    77- ) Hediyeyi kabul edrdi. Ona karşılık olarak bir şey verirdi. Sadakayı kabul etmezdi. ( Taberani )

    “78- ) Kıraatini ayetlerin başında dura dura icra ederdi. “” Elhamdülillahi Rabbil Alemin”” der, sonra durur “” Errahmanirrahim”” der ve yine dururdu.”

    79- ) Cuma günü namaza gitmeden önce bıyıklarını kırpardı, tırnaklarını keserdi.

    80- ) Namazda esnemekten hoşlanmazdı.

    “81- ) Dağlamak, yani bir nevi tedavi şeklinden ve sıcak yemekten hoşlanmazdı ve şöyle buyururdu: “” Soğuk yiyin çünkü bereketlidir. Dikkat edin sıcak yemekte bereket yoktur. “” ( Ebu Nuaym )”

    82- ) Nübüvvet mührünün görülmesinden hoşlanmazdı.

    83- ) Çok sorulmaktan hoşlanmazdı ve bunu ayıplardı. Ama Hz. Ebubekir (r.a) sorduğunda cevap verirdi ve bundan hoşlanırdı. ( Taberani )

    84- ) Yemeği ortasından yemekten hiç hoşlanmazdı.

    85- ) Yürüyüşünden aciz ve tembek olmadığı anlaşılırdı.

    86- ) Secdede bazen kendisinden geçinceye kadar uykuya dalardı. Gözleri uyuyup kalbi uyumadığı için sonra kalkıp abdest almaya ihtiyaç duymadan namazını kılardı. ( Ahmet bin Hanbel )

    “87- ) Son sözü şu olmuştur: “” Namazı sakın terk etmeyin. Namazı sakın terk etmeyin, elleriniz altında bulunanlar hakkında Allah (c.c )’tan korkun, adaletle muamele edin. ( Ebu Davut ) “

    Günlük Hayatta Sünneti Seniyye

    1. Hayırlı işlerde sağı, adi işlerde solu kullanmak.

    2. Yemekten önce ve sonra elleri yıkamak.

    3. Yemeğe besmele ile başlamak, Allah’ın sonsuz ikram ve nimetlerini tefekkür ederek yemek, sonunda da hamd etmek.

    4. Yemekte tabağın kendi önümüze gelen tarafından yemek.

    5. Yerde bir sofra bezinin üstünde yemek. İhtiyaç olduğu takdirde masada da yenilebilir.

    6. Yemeğe sofradakiler ile beraber başlamak.

    7. Acıkmadıkça yememek, tam doymadan yemeği bırakmak.

    8. Tabağa az yemek koydurtup artık bırakmamak.

    9. Sofrada sağ dizi dikip, sol dizi yere yatırmak.

    10. Saf ipek ve saf altın ümmet-i Muhammed’in erkeklerine haram kılınmıştır.

    11. Selamı yaymak. Selam, kelamdan önce gelir.

    12. Eve girince ilk söz ev halkına selam vermek olmalıdır.

    13. Selamla birlikte samimiyetle, tebessüm ederek musafahada bulunmak.

    14. Musafaha ile birlikte, hürmet, samimiyet ve şefkate vesile olan kucaklaşmalar yapılabilir. Süfli hisleri uyandıracak sarılmalar caiz değildir.

    15. Musafahada önce eli uzatan çekmelidir. Biz çekersek buluşmadan memnuniyetsizlik manası çıkabilir.

    16. İlmiyle amil din adamları ile adil devlet başkanlarının eli öpülür, beşeri hisleri yok olmuş yaşlı hanımlara selam verilebilir, gerekirse eli de öpülebilir. Yeter ki fitneye sebep olmasın.

    17. Hediyeleşmek ve gelen hediyeye aynıyla veya daha güzeliyle karşılık vermek.

    18. Az gülmek, gülünce kahkaha ile değil, tebessüm ederek gülmek. Mütebessim olmak.

    19. Çoğu zaman susmak, tefekkür etmek, ihtiyaç olunca konuşmak.

    20. Tane tane, orta bir ses tonuyla konuşmak. Çok mühim şeyleri üç defa tekrar etmek.

    21. Konuşmaya Allah’ın adıyla başlamak ve Allah’ın adıyla bitirmek.

    22. Nefsi ve dünyalık bir şey için öfkelenmemek. Bir hak zayi olduğunda ve uhrevi meselelerde, Allah ve din hakkı için öfkelenmek.

    23. Doğru sözle şaka ve mizah yapmak.

    24. Boş işler (malayani) ile iştigal etmemek.

    25. Uyku için yatınca önce sağ tarafına yatmak, sağ yanağını sağ avucunun içine koymak ve o günün muhasebesini yapmak.

    26. Yüzükoyun yatmamak.

    27. Yatağa girdiğinde avuçları açık olarak birleştirerek İhlas, Felak ve Nas surelerini okuyup avucunun içine üfleyip sonra bütün vücudunu sıvazlamak, bunu üç defa tekrarlamak.

    28. Beyaz giymek.

    29. Mest giymek.

    30. Ayakkabı giyerken önce sağdan başlamak, çıkarırken de önce soldan çıkarmak.

    31. Takke ve sarıkla başı kapatıp namazı öyle kılmak.

    32. Soğan ve sarımsak kokusuyla mescid ve meclislere yaklaşmamak.

    33. Üzerinde kudsi kelimeler ve ayetler yazılı eşya ile tuvalet ve pis yerlere girmemek.

    34. Misafire elinde bulunandan ikramda bulunmak. Misafir ve ziyaretçileri temiz bir kılık kıyafetle karşılamalı.

    35. Aksırınca sesi az yükseltip, “Elhamdülillah” demek. Böyle diyene de “Yerhamükellah” demek. Bize dediklerinde “Yehdina ve yehdikümüllah” diye cevap vermek. Bu üçe kadar böyle mukabele şeklinde devam edebilir. Üç defadan fazla aksıran olursa, nezleden aksırmıştır ve mukabele gerekmez.

    36. Esnemeyi mümkün olduğu kadar gizlemek. Ağzı elle kapayarak gidermeye gayret etmek. Namazda iken esneme gelirse, ayakta ise sağ elin, diğer hallerde ise sol elin tersi ile ağzı kapatmak münasip olur.

    37. Davete icabet ve hediyeyi kabul etmek.

    38. Kapıyı üç defa vurmak, cevap verilmezse geri dönüp gitmek. “Kim o?” diye sorulduğunda, “Benim.” dememek, kendimizi açık bir şekilde tanıtmak, maksadımızı belirtmek. Kapının tam karşısında durup içeriyi gözleme durumunda bulunmamak. Biraz kenarda durarak, ailedeki mahremiyeti görmekten içtinap etmek.

    39. Ayakta bevletmemek. Tuvalette idrar saçıntısından, korunmak. Hadiste kabir azabının çoğunun idrar saçıntısından ileri geldiği bildirilmiştir. Tuvalete ihtiyaç için oturduğu vakit ön ve arkanın kıbleye karşı dönük olmaması gerekir.

    40. Banyo yapılan yere bevletmemek. Çünkü vesvesenin çoğu bundandır.

    41. İnsanların istifade ettiği gölgeliklere, yol ve yol kenarlarına, çeşme ve pınarlara bevletmemek, pisletmemek ve de tükürmemek. Hadiste, bunu yapanların lanetlenmesinden korkulacağı bildirilmiştir.

    42. Kasık ve koltuk altı temizliğine titizlik göstermek. Buralardan ayrılan parçalar temizken ayrılmasına da dikkat etmeli ve cünüp iken buraları tıraş etmemelidir. Bu tür temizlik caiz olsa da sünnete uygun değildir.

    43. Büyük ve umumi banyolarda tesettürle yıkanmalı, peştamal kullanılmalı.

    44. Mümkünse her abdest alışta misvak (fırça) kullanmak.

    Diyanet İşleri Başkanlığının neşrettiği misvak hadisi tercümesinde şöyle bir hüküm mevcuttur: “Misvaktan kasıt dişlerin temizlenmesi, ağız içindeki kötü kokunun giderilmesi ve mikropların yok edilmesidir. Bunu temin eden Erek ağacından başka fırçalar da varsa, o da misvak yerini tutar.”

    45. Emin ve muttaki insanlarla istişare etmek, neticedeki karara tevekkülle uymak.

    46. Cömertlik. “Cömert Allah’a yakın, cimri ise Allah’a uzaktır. Cömertlik kökü cennette olan bir ağacın dünyaya sarkmış dalıdır. Kim o dala tutunursa o dal onu cennete çeker.”

    47. Çok tefekkür etmek. “Tefekkür gafleti izale eder. Ölümü tefekkür etmek fani lezzetleri acılaştırır. Eşyanın üzerindeki fena damgasını gösterir.”

    48. Borçlanmalarda durumu yazıyla veya bir şahitle tevsik etmek. Böyle bir tedbir asla itimatsızlık sayılmaz. Anlaşmalarda değişik tevil ve tefsirlere yol açacak boşluklar bırakılmamalıdır. Durumu net olarak tespit etmek lazımdır.

    49. Bir yakını vefat eden Müslüman kardeşini teselli ederek taziyede bulunmak. “Allah merhuma rahmet etsin.” şeklinde dua yapılır. Taziye ziyareti vasati üç gün içinde yapılır. Üç günden sonraki ziyaretlerde vefatı hatırlatıp hüznü deşmek uygun olmaz. Evinden cenaze çıkan kimseler üzüntüden dolayı yemek hazırlayıp sofra kuramazlar. Bunun için vefalı komşular bir müddet bu eve yemek getirirler. Böylece hüzünlerine ortak olduklarını fiilen göstermiş olurlar. Cenaze sahibi üç gün kendisine kolayca erişilebilecek bir ortam hazırlar ve böylece kardeşlerinin taziyede bulunabilmelerine imkan tanınmış olur

    50. Ölmüş kimseleri hayırla yad etmek.

    51. Mevtanın ardından yüksek sesle ve çırpınarak, saç baş yolarak ağlamamak. Böyle yapmak kadere itiraz ve Cenabı Hakkın takdirini itham etmek olur. Ayrıca bu mevtaya iyilik değil azaba vesile olur.

    52. Sekerat halindeki hastalara “La ilahe illallah, Muhammedün rasulullah.” şeklinde telkinde bulunmak. Hastanın dudaklarını temiz ve ıslak bir bezle sulandırıp kurumamasını sağlamak. Ölüm vaki olup son nefes verilince, okumalar durdurulur ve cenazenin uzağında devam edilebilir. Çenesinin açık kalmaması için mendil ve benzeri şeylerle başa bağlanır. Gözleri açık ise kapatılır.

    53. Kabirleri ziyaret etmek. Gafleti dağıtır ve uhrevi tefekküre vesile olur. Kabristanın kapısına yaklaşınca, kabir halkına gizlice selam verilir. “Ey kabir sakinleri, esselamu aleyküm. Sizler bizden önce geldiniz, bizler de sizleri takip edeceğiz. Size Allah’tan af ve mağfiret dileriz.” Şeklinde selam ifade edilebilir. Sonra ziyaret edilecek merhumun ayakucu tarafından yaklaşılır. Yüzüne müteveccihen veya kıbleye karşı durulur. Kur’an ve dualar okunabilir. Ziyaret esnasında mezarları çiğnemek mekruhtur. Şayet geçip gitmek için başka müsait yol yoksa, merhuma sevap hediye edilerek, geçilebilir. Mezar üzerindeki yeşillikler yolunmaz, bilakis çiçekler ekilir. Kurumuş otlar ayıklanır.

    54. Hasta akraba, dost ve arkadaşları ziyaret etmek. Onlara teselli ve ümit vermek. Ziyareti uzun tutmamak. Hastanın hoşa gitmeyecek hallerini başka yerde anlatmamak.

    55. Sıla-i rahimde bulunmak. “Akrabayla alakayı kesen bir kimsenin bulunduğu meclise Allah’ın rahmeti inmez.”

    56. Zemzem suyunu hürmeten ayakta ve kıbleye karşı dönerek içmek.

    57. Anne-babaya itaat etmek, onlara ihsanda bulunmak, kalplerini kırmamak ve hayır dualarını almak.

    Peygamber Efendimizin Unutulan Sünnetleri

    1-Müsafeha etmek (iki müminin karşılaştıkları zaman toka yaparak salavat okumaları)

    2-Hutbenin Arapça okunması

    3-Sakalın dudaktan itibaren bir tutam olması

    4-Kıymetsiz yerlere girerken sol ayakla girilip, sağ ayakla çıkılması

    5-Mübah olan yerlere sağ ayakla girilip sağ ayakla çıkılması (oda,taksi,dükkanv.s. )

    6-Namazları başı açık kılmamak

    7-Abdestte ayakları üç defa yıkamak

    8-Pantolonu katlayıp koymak

    9-Pantolonu oturarak giymek

    10-Yolculukta arkadaşlarından birini reis seçmek

    11-Ölen kimsenin kılmadığı namazlar için ıskatın yapılması için vasiyet etmesi

    12-İstişare etmek

    13-Sakal ve bıyık bırakmak

    14-Çevreyi temizlemek

    15-Çıplak ayakla namaz kılmamak

    16-Abdest aldıktan sonra kıbleye dönüp su içmek

    17-Suyu üç yudumda ve oturarak içmek

    18-Kabeye dönerek başında besmele sonunda hamd ederek başı kapalı olarak içmek

    19-Bıyıkları kaşlar kadar uzatmak

    20-Kabristandan geçerken selam vermek ve on bir İhlas okumak

    21-Ölüye definden sonra telkin vermek

    22-İslam nikahı kıymak

    23-Tırnak kesmeye şahadet parmağından başlamak

    24-Tırnağını Cuma günü kesmek

    25-Yatarken sağ tarafına yatmak

    26-Abdestli yatmak

    27-Yemeğe tuz ile başlamak

    28-Sofrada sirke bulundurmak

    29-Ayakkabıyı giymeden önce ters çevirmek

    30-Uşur vermek (Farz) (Toprak mahsullerinin zekâtına uşur denir)

  • Ankara da Yangın Korkuttu

    Ankara da Yangın Korkuttu

    Ankara’da, çok sayıda mobilya mağazası ile atölyelerin yer aldığı ve bu sebeple “mobilyacılar semti” olarak bilinen Siteler’de üç katlı kereste dükkanı yandı.

    Yangın, Altındağ Siteler Sultan Murat Sokak’ta bulunan kereste dükkanında meydana geldi. Üç katlı dükkanın giriş katında henüz belirlenemeyen bin sebepten ötürü keresteler tutuştu. Kısa sürede büyüyen yangın üst katlara sıçradı. Olay yerine çok sayıda itfaiye ekibi sevk edildi. Polis ekipleri ise sokak etrafında tedbir aldı. Yangına önce dışarıdan müdahale edildi. Kepenkleri ve kapıları kıran itfaiye erleri, dükkanın içine girerek yoğun duman arasında alevleri söndürmeye çalıştı. Yangına çatıdan müdahale etmek için olay yerine şinörkel getirildi. İtfaiye ekipleri, aşırı soğuk hava sebebiyle donan şinörkelin vanasını tüplü ısıtıcıyla açtıktan sonra müdahale edebildi. Yangın bir saatlik çalışmanın ardından tamamen söndürüldü. Dükkan önünde park halinde duran minibüsün brandayla kapalı bagaj kısmı da yandı. Dükkanda büyük çapta maddi zarar oluştu. Yangın, diğer dükkanlara sıçramadan söndürüldü. Polis olayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Kar Hayatı Felç Etti

    Kar Hayatı Felç Etti

    Çubuk’ta akşam başlayan kar yağışı sabaha kadar etkili olurken, hayatı olumsuz etkiledi.

    Sabahın erken saatlerinde belediyenin tüm çalışanlarından oluşan kar küreme ekipleri, ana arterler başta olmak üzere kaldırımlarda, vatandaşların yoğun olarak kullandıkları kamu kurum ve kuruluşlarıyla cami avlularında kar küreme çalışmalarına başladı. İş makineleriyle yollarda biriken karlar kamyonlara doldurularak taşınırken, bir taraftan da iş yerlerinin önleri temizlendi.

    Açılan köy yolları yağan karla birlikte yeniden kapandı. Edinilen bilgiye göre, yaklaşık 30 köy yolunun kapalı olduğunu ve bu yolların ulaşıma açılması için ekiplerin yoğun bir şekilde mücadele ettiği bilgisi alındı.

    Öte yandan kar yağışının yarıyıl tatiline denk gelmesi en çok çocukları sevindirdi. Gece geç saatlere kadar karla doyasıya oynayan çocuklar ve aileleri, her köşeye çeşitli büyüklüklerde kardan adamlar yaparken, bazıları da karda kayarak karın tadını çıkardı.

    İlçede yağan yoğun kar yağışından dolayı, ekiplerin yetersiz kaldığı yerlerde esnaf kendi çapaları ile dükkân önünü ve yollarını açmaya çalıştı.

    Alınan bilgiye göre kar yağışının devam edeceği bildirildi.

     

    ÇHA

    Çubuk Haber Ajansı

    www.cubuk.biz

  • Türkiye’de İlk Dünya Basınında

    Türkiye’de İlk Dünya Basınında

    Türkiye’de gerçekleştirilen iki kol, bacak ve yüz nakli operasyonu, dünya basınında da geniş yankı buldu.

    Associated Press, tarihî operasyonu konu eden haberini, “Türkiye, ilk üçlü organ naklini gerçekleştirdi” şeklinde duyurdu.

    Haberde, Türkiye’de ilk kez yüz nakli operasyonu yapıldığı belirtildi. Ayrıca dünyada ilk kez bir hastaya aynı operasyonda iki kol ve bir bacak nakledildiği kaydedildi.

    Haberde, dünyada iki kol naklinin ilk kez 2008’de Almanya’da, iki bacak naklinin Temmuz 2011’de İspanya’da yapıldığı hatırlatıldı. Haberde, operasyonu gerçekleştiren ekip ve Akdeniz Üniversitesi Hastanesine ilişkin bilgiler de yer aldı.

    Haber, Kanada televizyonlarının bültenlerinde geniş yer buldu.trt

  • Yazar Kadromuza Taze Kan

    Yazar Kadromuza Taze Kan

    Yazar kadromuza yeni bir kan ve yeni bir güç daha eklendi. Dursun Erkılıç makaleleriyle sizlerle.

    Dursun Erkılıç Kimdir?

    1958 yılında Yozgat merkez ilçeye bağlı Gökçekışla köyünde doğdu. İlk, orta, lise ve üniversite öğrenimini Ankara’da tamamladı.

    Gazeteciliğe 1974 yılında Ankara’da Gündem gazetesinde başladı. Daha sonra sırasıyla Tasvir, Yenigün, Adalet, Ulus, Günaydın, Zaman, Türkiye ve Anayurt gazetelerinde aktif gazetecilik yaptı. Bu gazetelerin çeşitli birimlerinde görev aldı.

    Özellikle yazı dizileri ve röportajlarıyla Başkent basınında göz doldurdu.

    Gazeteciliğin yanı sıra şiir, öykü, tiyatro oyunu, deneme ve gezi yazılarıyla edebi çalışmalara imzasını attı.

    Evli ve 2 çocuk babasıdır.

  • Eurovision’a Can Bonomo Seçildi

    Eurovision’a Can Bonomo Seçildi

    57. Eurovision şarkı yarışmasında Türkiye’yi temsil edecek sürpriz sanatçı belli oldu.

    Kamuoyunun aylardır gündemde tuttuğu sorunun yanıtı, TRT’nin ana haber bülteninde yanıtını buldu.

    Türkiye’yi bu yıl Eurovision Şarkı Yarışması’nda genç sanatçı Can Bonomo temsil edecek.

    Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yapılacak yarışma için TRT tarafından görevlendirilen Can Bonomo, sıkı bir hazırlık sürecine gireceğini ve Türkiye’yi en iyi şekilde temsil edeceğini açıkladı.

    Eurovision Şarkı Yarışması’nda birinci olduğumuz günden beri kamuoyunun her yıl merakla beklediği Eurovision temsilcimiz, TRT-1 Ana Haber bülteninde açıklandı.

    İlginç şarkıları ve tarzıyla dikkat çeken 24 yaşındaki Can Bonomo, Türkiye’nin 2012’deki Eurovision temsilcisi oldu.

    Can Bonomo,  “Çok sürpriz oldu çok şaşırdık tabiî ki, bir yandan da çok gurur duyuyoruz çok güzel bir olay bu. Türkiye’yi temsil edecek olmamız çok heyecanlı ve zaten şu an çok heyecanlıyız” dedi.

    Can Bonomo,  “Ben albümümü çıkaralı daha çok uzun bir süre olmadan TRT’nin böyle genç bir yeteneğe şans vermiş olması bence inanılmaz mutluluk verici bir şey ve benim gibi genç müzisyenler heralde ilham almıştır bu durumdan” dedi.

    Yarışma için sıkı bir hazırlık kampına girecek olan genç sanatçı, hazırlayacağı şarkı için küçük ipuçları da verdi.

    Can Bonomo,  “Eurovisionla ilgili kendi tarzımda bir şey çıkartacağım kesin ama tabi ki onu bir yandan bir çok ülkenin dinleyebileceği ve bizim ülkemizi tanıtacak şekilde de Eurovision adapte etmeye çalışacağız” dedi.

    Bonomo,  “Hem kendimi en iyi şekilde anlatacak biçimde yapmak isterim bunu hem de güzel bir duygu yaratmak isterim bizim ezgilerimize çok fazla yer vermeye çalışacağım” dedi.

    57’nci Eurovision Şarkı yarışması 22-26 Mayıs tarihlerinde Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenecek.

     

    trthaber

  • Fragmanı Bile Sosyal Medyada Büyük İlgi Gördü

    Fragmanı Bile Sosyal Medyada Büyük İlgi Gördü

    ”Fetih 1453” filminin fragmanı, 24 saatte 1 milyon 670 bin kişi tarafından izlendi.

    Yönetmenliğini Faruk Aksoy’un yaptığı ”Fetih 1453” filminin fragmanı, 24 saatte 1 milyon 670 bin kişi tarafından izlendi.

    Yapılan açıklamaya göre, sosyal paylaşım platformları olan twitter ve facebookta en fazla konuşulan ve paylaşılan konu olan fragmanın yapımı için 600 bin dolar harcandı.

    Yapımcılığını Faruk Aksoy ve Ayşe Germen’in üstlendiği filmin fragmanını için 1,5 ay boyunca Türkiye, Meksika, İngiltere ve Slovakya’da çalışmalar yapıldı.

    trthaber

  • Şırnak’ta 35 Kişi Öldü, Çarpıcı Detaylar

    Şırnak’ta 35 Kişi Öldü, Çarpıcı Detaylar

    Şırnak’ta gerçekleştirilen askeri operasyonda 35 kişi öldü. İnsansız hava araçlarının Irak sınırında bir insan grubunu tespit etmesiyle Çarşamba günü akşam Şırnak’ın Uludere ilçesi Ortasu köyünde operasyon yapıldı. Operasyonda 35 kişi hayatını kaybetti.

    BÖLGE VE SALDIRIYA İLİŞKİN ÇARPICI ANALİZ

    Ortasu, Şırnak’ın Uludere ilçesine bağlı bir sınır köyü.

    Etrafı dağlarla çevrili köy, terörden dolayı büyük mağduriyetler yaşamış.

    980 nüfuslu köyün tamamı akraba. Goyan aşiretine mensup olan köylülerin geçim kaynağı koruculuk maaşı ve kaçakçılık.

    Hemen her evde koruculuk yapan bir kişi var.

    Köyde devletin silahını taşıyan, askerle operasyona çıkan 80 korucu bulunuyor.

    Bunların çocukları da kaçakçılık yapıyor. Büyükler korucu olduğu için kaçağa, 16-18 yaşındaki gençler gidiyor.

    Çoğunluğu amca çocuğu olan gençler, her zaman yaptıkları gibi çarşamba günü yine sınırı geçerek Kuzey Irak’a geçti.

    Mazot başta olmak üzere birtakım malları Türkiye’ye getirip satacaklardı.

    Yıllardan beri baba ve dedelerinin kullandığı yollardan geçiyorlardı. Her kaçakçının yanında 2 katır vardı. Mazotları katırlara yükleyen 50 civarında köylü, Türkiye’ye doğru yola çıktı. Saat 20.00 sıralarında sınırdan geçerek köye ulaşacaklardı.

    Saat 18.30 sıralarında ilk grup sınıra yaklaştığında köyde gözetleme yapan akrabaları kendilerini uyardı: “Asker geçiş yolunu tuttu, dikkat edin!”

    Yakalanmaktan korkan gençler, sınırın Irak tarafında beklemeye başladı.

    Saatler ilerledikçe Ortasu’nun yaklaşık 3 kilometre ilerisinde bekleyenlerin sayısı arttı.

    3 saat içinde sayı 50’yi buldu.

    İnsansız hava araçları bu kalabalığı fark etti.

    Bir süre sonra gökyüzünde jetlerin sesi duyulmaya başlandı.

    Grubun, Türkiye’ye sızmaya çalışan teröristler olduğunu değerlendirildi ve bölge bombalandı.

    Terör Örgütü PKK Kaçakçıları Yem Olarak mı Kullandı?

    Silahlı Kuvvetler son zamanlarda bölgede üst üste başarılı operasyonlar yaptı. Büyük kayıplar veren terör örgütünün, cevap niteliğinde büyük bir eyleme hazırlandığı yolunda istihbarat alındı. Bunun üzerine tedbirler üst seviyeye çıkarıldı. İnsansız hava araçlarının bölgeyi sürekli gözetlediğini bilen terör örgütü PKK, kaçakçı kılığında Türkiye’ye giriş yapıp yapamayacağını test etmek istedi. Bu sebeple kaçakçılar yem amacıyla toplu olarak sınıra gönderildiği iddia edildi.

    AYNI YÖNTEMİ DAHA ÖNCE KULLANDILAR

    Terör örgütü PKK, geçmişte defalarca katırlarla sınırı geçerek karakollara saldırdı. Dağlıca ve Aktütün baskınları bunun en bariz örneklerinden. Ayrıca son olayın yaşandığı Uludere’de 1 yıl önce büyük bir saldırı gerçekleşmişti. 50 kişilik terörist grup, Uludere ilçesinın Irak’a sıfır noktada bulunan Karaçalı Üs Bölgesi’nde saldırmak istemişti. Termal kameralar tarafından karakola 5 kilometre uzaklıkta fark edilen teröristlerin açtığı ilk ateşte bir uzman çavuş şehit olmuştu.

    Çatışmanın ardından teröristlerin Kuzey Irak’ın Haftanin Vadisi’ne doğru kaçmıştı.

    GEDİKTEPE’DE NE OLDU?

    Geçen yıl haziran ayında, Hakkâri’nin Şemdinli ilçesine bağlı Tekeli Taburu Gediktepe üs bölgesine gece 02.00 sıralarında roketatarlar ve ağır silahlarla saldıran terörist grup, saatler süren çatışma ve sonrasında çıkan sıcak temaslarda 11 askeri şehit etmişti. Dönemin Bölge Komutanı Tümgeneral Gürbüz Kaya ilk görüntülerin alındığını, bu bölgelere ateş edildiğini belirtmişti. Kaya, ateşe karşılık verilmediği için bu kişilerin çoban, köylü ya da kaçakçı olabileceğinin düşünüldüğünü kaydetmişti. Dağlıca ve Aktütün saldırıları öncesi de teröristlerin “kaçakçı” gibi sınırdan geçtiği, ağır silahları da kaçakçılar gibi katır sırtlarında taşıdığı ortaya çıkmıştı.

    KAÇAKÇILARLA- TERÖR ÖRGÜTÜ PKK’NIN İLİŞKİSİ

    Teröristlerin kaçakçıların içersine sızarak Türkiye’ye giriş yaptığı bilinen bir durum.

    Kaçakçılık, terör örgütü PKK’nın en önemli gelir kaynağını oluşturuyor.

    Kaçakçılardan alınan sözde vergiler karşılığında mühürlü kağıtlar veriliyor.

    Bir sonraki örgütün kontrolünde kaçakçılar bu kağıtlar sayesinde sınırı geçebiliyor.

    Dolayısıyla kaçakçılar ve teröristler pek çok noktada kesişme halinde.

    Yasak olan kaçakçılık konusunda daha önce de acil olarak düzenleme yapılması gündeme gelmiş ancak somut bir adım atılmamıştı.

     

     

    trthaber

  • İyimaya, Çubuk’ta İftara Katıldı

    İyimaya, Çubuk’ta İftara Katıldı

    Çubuk’ta vatandaşlarla iftar yapan AK Parti Ankara Milletvekili, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, terörle mücadelede Türkiye’nin bütün refleksi ile gereken önlemi alacağını belirtti.

    Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin, demokrasinin uğramadığı ülkeleri de dönüştürdüğünü, değiştirdiğini anlatan İyimaya, Libya, Mısır, Suriye gibi Arap ve İslam devletlerinde dönüşümün aslında geç kalınmış bir dönüşüm olduğunu ifade ederek, “Mısır’da, Suriye’de, Libya’da meydana gelen olayların biraz berisini düşünüyorum ve o bölgelerin, o milletlerin, o devletlerin hayrına sonuç doğuracağını düşünüyorum. Ben gelişen olayların yakın gelecekte olmasa bile orta vade de dünya barışının ve Türkiye’nin hayrına olacağını düşünüyorum. Arap ülkeleri demokrasiyle tanışacaklar, buluşacaklar. Çoğulculuğun farklı düşüncelerin, demokratik siyasal partilerin getirdiği erdemlerle sanıyorum yakın gelecekte buluşacaklar”diye konuştu.

    Türkiye’nin millet olarak devlet olarak büyük olduğunu ve bunun sadece bu cesameti ile değil, tarihi ile birikimi ile büyük olduğunu vurgulayan İyimaya, şu anda sorunlu görülen Kandil’in ve o bölgenin imparatorluğun egemenliği içerisindeki alanlar olduğunu hatırlattı.

    Türkiye’nin güvenlik refleksi bakımından neyi gerekli kılıyorsa o hareketleri yapacağının altını çizen İyimaya, şunları söyledi:

    “Başbakanımızın çok güzel bir sözü var, ‘Türkiye bu konumda konuşmak değil, yapmak konumundadır’ ve yapıyor da. Terörle mücadelede ne gerekiyorsa o yapılacaktır. Bu sorunu bir iç siyaset meselesi olarak ele almamak lazımdır. Görüyorum ki bütün siyasi partilerde bu konuda hükümetimize destek veriyorlar. Bdp’nin eğer demokrat bir parti ise kendisini gözden geçirmesi ve ivedi bir şekilde gözden geçirmesi ve meşru zeminlerde siyaset yapması gerekmektedir. Şiddeti destekler beyan ve görüntülerden uzak kalması lazımdır. Terörle mücadelede Türkiye bütün refleksi ile gereken önemleri alır. ”

    Mahkeme kararı olmaksızın devlet görevlisi olsun, başka birisi olsun konuşmaların, görüşmelerin, kayda alınmasının çok yanlış ve kınanması gerektiğini söyleyen İyimaya, dinlemelerin yapılmaması için önlemlerin alınması gerektiğini belirtti. İnternete düşen ses kayıtlarındaki açıklamalardan Türkiye’nin bir bütün olarak ders çıkarması gerektiğinin altını çizen İyimaya, Türkiye’nin bir bütün olarak bu açıklamalardan ders çıkarması gerektiği ifade etti.

    Maden Kanununun yenilendiğini anlatan İyimaya, Türkiye’de madenciliğin gelişmesi için gerekli önlemlerin alındığını kaydetti. Taner Yıldız’ın dünya çapında uzman ve bilgili olduğunu vurgulayan İyimaya, “Türkiye kaynaklarına sahip çıkıyor. Altınından kromuna tüm madenlerine sahip çıkıyor. AK Parti döneminde madenler işletilmiyor isnadı, temelden yoksun bir isnattır. Maden Hukukunu yeniledik ve o alanda da büyük atılımlarımız var” diye konuştu.

  • Çubuk Hastanesinde Randevulu Sistem

    Çubuk Hastanesinde Randevulu Sistem

    Ülke genelinde olduğu gibi Çubuk Halil Şıvgın Devlet Hastanesinde “Merkezi Hastane Randevu Sistemi” devreye girdi.

    Merkezi Hastane Randevu Sistemi (MHRS)

    Bilindiği üzere, Sağlık Bakanlığı Türkiye’de daha etkin ve verimli bir şekilde sağlık hizmetlerine ulaşılması amacı ile Sağlıkta Dönüşüm Projesi’ni yürürlüğe koymuş ve bu program kapsamındaki çalışmaları büyük ölçüde gerçekleştirmiştir. Bu programın en önemli çalışmalarından biride Merkezi Hastane Randevu Sistemidir

    MHRS nedir?

    MHRS; vatandaşların Sağlık Bakanlığına bağlı 2 ve 3. basamak Hastaneler ile Ağız ve Diş Sağlığı Merkezleri için 182 MHRS Çağrı Merkezini arayarak canlı operatörlerden kendilerine istedikleri hastane ve hekimden randevu alabilecekleri bir uygulamadır

    MHRS’nin amaçları nelerdir?

    Hastanelerde daha iyi bir kaynak planlanması (iş gücü ve teçhizat kullanımının etkin ve verimli planlanması) yapılarak vatandaş/hasta memnuniyetinin artırılması, hastanelerde kuyrukların azaltılması. Hastanelerde kaynak kullanımının ve dağıtımının ölçülmesi (iş gücü, makine ve teçhizat kullanımının etkin ve verimli uygulanması)suretiyle; sağlık hizmetleri sunumunun, verim ve kalitesinin artırılması. —MHRS verileriyle, sağlık politikaları geliştirilmesine yardımcı olunması. Randevu nasıl alınır?

    Ev, iş, ankesör ve cep telefonlarından 182 numaralı Sağlık Bakanlığı MHRS Çağrı Merkezi aranır. 182 numaralı telefonu arayan vatandaş tarafından çağrıyı karşılayan asistana (canlı operatör) randevu talebinde bulunulan vatandaşın T.C. Kimlik Numarası verilir. Asistan vatandaş bilgilerini doğrular.

    Vatandaş randevu talebinde bulunduğu hastane, poliklinik ve hekim bilgilerinden en azından hangi polikliniğe gideceğini asistana bildirdikten sonra, asistan uygun tarih ve saat dilimlerini vatandaşa iletir.

    Vatandaş seçimini yaparak randevusunu alır.

    Randevu nasıl iptal edilir?

    Ev, iş, ankesör ve cep telefonlarından 182 numaralı Sağlık Bakanlığı MHRS Çağrı Merkezi aranır. Bu arama randevu zamanından önce yapılmalıdır.

    182 numaralı telefonu arayan vatandaş tarafından çağrıyı karşılayan asistana randevu talebinde bulunulan vatandaşın T.C. Kimlik Numarası verilir. Asistan vatandaş bilgilerini doğrular.

    Vatandaş iptalini istediği randevusunun, tarih ve zamanını asistana iletir. Asistan tarafından ilgili randevu iptal edilir.

    NOT: VATANDAŞ KENDİSİNE VERİLENEN RANDEVU ZAMANINDAN 30 DAKİKA ÖNCE İLGİLİ HASTANENİN MHRS HASTA KABUL BÖLÜMÜNE BAŞVURUR.

  • Çubuk’taki Üreticiler Yalova Seralarını İnceledi

    Çubuk’taki Üreticiler Yalova Seralarını İnceledi

    Çubuk’lu üreticiler, Yalova’da iç ve dış mekan süs bitkileri yetiştiriciliği yapılan seraları inceleyerek bilgi aldı.

    Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin ve Belediye Başkanı Lokman Özden’in de aralarında bulunduğu heyet, Yalova’da iç ve dış mekan süs bitkileri yetiştirilen seralarda incelemelerde bulundu. Kaymakam Şahin başkanlığında yapılan incelemelerde, bölgenin büyük ölçekli örnek seralarında ve küçük ölçekli seralarında çeşitli incelemelerde bulunuldu.

    İncelemeler öncesi Altınova Kaymakamı Gürkan Polat’ı ve Belediye Başkanı Dr. Metin Oral’ı ziyaret eden heyet, ilçe ve seracılık hakkında bilgi aldı. Ziyarette Kaymakam Polat’a ve Başkan Oral’a Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin tarafından Çubuk agat taşından yapılmış masa saati hediye edilirken, Belediye Başkanı Lokman Özden tarafından da Çubuk turşusu ve ilçeyi tanıtan dergi hediye edildi.

    Yapılan görüşmelerin ardından heyete Altınova Belediye Başkanı Oral tarafından ilçede bulunan çeşitli ölçekli seralar tek tek gezdirildi. Çanakkale Geçilmez, Dündar, Florıum, Güney gibi büyük seraları gezen heyet, çeşitli bitkileri ve seraların fizik yapısını inceledi. Özellikle Çubuklu üreticiler tarafından üretimin hangi aşamalardan oluştuğu ve üretim sonrası pazarlama konusunda yoğun soruların sorulduğu Yalovalı üreticiler, tüm sorulara tek tek cevap verdiler. İncelemelerde cevapları not alan ve kameraya çeken Çubuklu üreticilere, Yalovalı üreticiler tarafından çeşitli bitkiler de hediye edildi.

    Çanakkale Geçilmez Çiçekçiliğin sahibi Şefik Yıldırım, Altınova’nın iklimi ve pazara yakınlığıyla süs bitkiciliği yetiştiriciliğinde önemli bir konuma geldiğini söyledi. Ekonomik girdisi olarak önemli pazara sahip olan süs bitkisi yetiştiriciliğinin Çubuk ilçesinde de yapılabileceğini ifade eden Yıldırım, “Ben askerliğimi Ankara’da yaptım. Ankara’da uzun süre bir serada çalıştım. Isıtma sistemi sağlandığı sürece Ankara’nın havası süs bitkisi yetiştiriciliğinde çok daha iyidir. Çubuk’ta iyi bir üretim yapılırsa biz ihracata yönelik ürünlerde veya iç piyasada ürünlerinizi rahatlıkla pazarlayabiliriz. Biz bu konuda bizden istenen her türlü bilgi paylaşımına ve yardıma hazırız” dedi.

    Yapılan incelemelerin ardından gezi ile ilgili bir değerlendirme yapan Çubuk Kaymakamı Cemal Şahin, iç ve dış mekan süs bitkileri yetiştiriciliğinin çok büyük pazara sahip olduğunu söyledi.

    Belediye Başkanı Lokman Özden ile birlikte hareket edere ilçelerinde bu potansiyelden yararlanmak istediklerini anlatan Şahin, yapılan inceleme gezisinin üreticilere ışık tutacağını ifade etti. Tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisi olan ilçenin kişi başına düşen gelir seviyesini yükseltmeyi amaçladıklarını vurgulayan Şahin, “Tarım ve hayvancılığa dayalı ekonomisi olan ilçemizde, yeni projeler üreterek ekonomiyi daha çok canlandırmayı amaçlıyoruz. İstihdam ve gelir artırıcı projelerimizden biri olan iç ve dış mekan süs bitkileri yetiştiriciliğini inşallah belediyemizle, ilçe tarım müdürlüğümüzle, özel idaremizle ve vatandaşlarımızla bir olup ilçemizde gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Bu konuda çalışma yaparak projelere destek olan tüm kuruluşlara projeler sunacağız” diye konuştu.

    Yalova’da yapılan gezinin kendileri açısından çok verimli geçtiğini anlatan Çubuk Ziraat Odası Başkanı Orhan Gülle, iç ve dış mekan süs bitkileri yetiştiriciliği konusundaki üretim sahalarında inceleme fırsatı bulduklarını söyledi. Yetiştiricilik ve pazarlama konusunda yerinde görerek teknik insanlardan bilgi aldıklarını belirten Gülle, “Bizim insanımız görmeden bir işi yapmaya cesaret edemez. Burada aklımıza takılan tüm soru işaretlerini giderdik. Fidan, tohum, gübre, ilaçlama, ürün yetiştiriciliği ve pazar hakkında detaylı bilgi aldık. Üreticilerin uygulamalarını hem fotoğraf makinesi ile hem de kamera ile görüntüledik ki, inceleme fırsatı bulamayan diğer üyelerimize de burada gördüklerimizi izletebilelim. Bilgilenmemiz ve yeni üretim teknikleri görmemiz açısından çok verimli geçen gezi için, bize bu imkanı veren başta Kaymakamımız Sayın Cemal Şahin’e ve Belediye Başkanımız Sayın Lokman Özden’e kooperatifimiz adına çok teşekkür ediyoruz. Ayrıca bize ev sahipliği yapan Alınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral’a, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ercan Gülsuyuna ve üreticilerine sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz” dedi.

  • Başkan Özden’den Berat Kandili Kutlaması

    Başkan Özden’den Berat Kandili Kutlaması

    Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, Berat Kandili nedeni ile kandil mesajı yayınladı.

    Mesajında bu önemli gecenin çok iyi şekilde değerlendirilmesi çağrısında bulunan Başkan Özden, Müslümanların bu mübarek gecede birbirleri için hayır dua etmelerini isteyerek, “Dünyada, sadece ferdi ve ailevi mutluluk için değil, toplumsal hayatta da barış, huzur, dayanışma ve kardeşlik içinde yaşayabilmek için insanların birbirleri hakkında iyi düşünmesi ve hayır dua etmesi gerekmektedir’’dedi

    Berat Kandili’nin kurtuluş, af ve arınma gibi anlamlara geldiğini de kaydeden Başkan Özden, bu mübarek gecenin sunduğu manevi iklime dikkat çekerek, ’’Gündelik hayatın getirdiği sıkıntılarla bunalan ruhlara, manevi hayatın ihmaliyle daralan kalplere bir kandil olması dileğiyle ilçe halkımızla birlikte bütün İslam aleminin Berat Kandili’ni kutluyorum.  Ayrıca bu gecenin, ilçemizin, ülkemizin, İslam aleminin birlik, dirlik ve beraberliğine, insanlığın hidayet, barış ve huzuruna, bütün müminlerin tövbe ve dualarının kabulü ile arınma ve affına vesile olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum’’ diye belirtti.