Etiket: NATO

  • Türkiye 12 Şehidini Bekliyor

    Cenazeler, Kabil Havaalanında yapılan törenin ardından Türkiye’ye getiriliyor.

    Türkiye Afganistan’da yaşanan helikopter kazasında şehit olan 12 Mehmetçik için yasta…

    Şehitlerimizin cenazeleri Kabil’deki Uluslararası Havaalanında düzenlen törenin ardından askeri uçakla Türkiye’ye getiriliyor.

    Kabil’deki törende şehitler için saygı duruşunda bulunuldu. Daha sonra cenazeler Türkiye’ye getirilmek üzere askeri bir uçağa konuldu.

    Öte yandan Afganistan Devlet Başkanı Hamit Karzai Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü telefonla arayarak başsağlığı diledi.

    Birleşmiş Miletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon ve İslam İşbirliği Teşkilatı Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu yayınladıkları mesajlarda Türk halkının acısını paylaştıklarını belirtti.

    Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’den de Ankara’ya başsağlığı mesajları geldi.

    Şehit olan askerlerimiz için sadece Türkiye’de değil Afganistan’da da yas var.

    NATO gücündeki Türk askerleri sağlık ve eğitim alanında yaptıkları yardımlarla Afgan halkının gönlünü fethetmişti.

  • Esad’ın İşini Şam ve Halep Bitirir

    Esad’ın İşini Şam ve Halep Bitirir

    AK Parti Ankara Milletvekili Prof. Dr. Emrullah İşler, Konya TV’de konuk olduğu Ankara’nın Zirvesi programında Arap Baharı ve Suriye konuları başta olmak üzere güncel gelişmeleri değerlendirdi.

    Televizyonun Ankara Temsilcisi ve BELDE Gazetesi Haber Müdürü Dursun Erkılıç’ın sorularını cevaplayan İşler, Suriye’de ayaklanmalar Şam ve Halep’e sıçradığında yüzbinlerin sokağa döküleceğini söyledi ve bunun belirleyici olacağını kaydetti.

    Dursun Erkılıç’ın “Sanki biz Suriye’deki vahşeti önlemenin bayraktarlığını yapıyoruz gibi, çünkü gerek Birleşmiş Milletler’de gerek Arap Birliği’nde gerekse diğer platformlarda konuyu gündeme getiren, öncülük eden bir Türkiye var. Tasarının vetosundan sonra ikinci aşamasına geçildi sürecin. Yeni bir tasarı hazırlanacak. Ayrıca Tunus’taki toplantıdan bahsediliyor. Belki yeni bir şey sunulacak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine. Çin ve Rusya bu sefer ikna edilip o karar çıkarılıp her şey Birleşmiş Milletler gözetiminde halledilebilir mi? Yoksa NATO ve başka güçler devreye girip insani yardımlar için koridor açma girişimi olabilir mi?” sorusu üzerine, Emrullah İşler şunları söyledi:

    “Arap Birliği’nin girişimi başarısız olduktan sonra artık biz Türkiye olarak Suriye dostları toplanması yapılmasını önerdik. Bu Arap birliğinde de uygun görüldü. Toplantının Tunus’ta yapılması kararlaştırıldı. Önümüzdeki günlerde toplantı yapılacak. Artık Suriye’de gelinen noktada, ciddi bir insani kriz yaşanıyor, bir acı yaşanıyor. İnsanlar günlük ihtiyaçlarını karşılayamayacak noktadalar. Ekonomik hayat ölüm noktasına geldi. Özellikle çatışmaların olduğu bölgelerde. Ciddi sıkıntılar baş gösteriyor artık, yiyecek olsun, hastane olsun. İnsanlar bütün bu şeylerden mahrum. Orda bir insanlık trajedisi yaşanmaya başlandı, bunun bir an önce önüne geçilmesi lazım. Tunus girişimi de bunun özellikle insani ağırlıklı bir girişim olarak tabi ki buradan çıkacak karar Birleşmiş Milletlere de gidecek ve bu insanlık trajedisine bir nokta koymak için girişimlerde bulunulacak. Geçtiğimiz günlerde Arap Birliği yapmış olduğu toplantıda bir uluslar arası Arap gücü ve uluslar arası güç gönderilmesi konusunda tavsiye kararı aldılar. O karar da çok önemli. Biraz önce dediğim gibi Arap birliği hakikaten elini taşın altına koyuyor ve bu Suriye’ye gönderilecek güç, birliğe de katkı vereceklerini ifade ettiler. Bu çok önemli. Sadece iki ülke biraz çekimser tavır sergiledi. Ama büyük çoğunluk aynı kanaati paylaştı. Bir şekilde bu insanlık trajedisine dur dememiz lazım, insanlık olarak sorumluluğumuz var. Maalesef rejim olayları geçtiğimiz günlerde yaşanan olaylardan ders çıkarıp aklı selim bir şekilde hareket etmiyor. Olaylar da tırmanıyor. İnsanların da artık kaybedeceği bir şey olmadığı için sürekli çatışmalar devam ediyor. Bildiğiniz gibi Suriye ordusundan ciddi manada ayrılmalar oldu. Askerler ayrıldı ve ellerinde silahlar var. Çatışmalar başladı. Aslında ben hep şunu söylüyorum kendi adıma, bu olaylar küçük şehirlerde devam ediyor şu an, esas itibariyle Şam ayaklandığında, Halep ayaklandığında bu iş biter. Orda ciddi manada yüz binler sokağa döküldüğü zaman işin şekli değişir. İş o raddeye doğru yavaş yavaş gidiyor. Tek temennimiz Irak’ta olan olaylar Suriye’de de olmasın. Bir müdahale olup müdahaleden sonra binlerce insan, onun çok çeşitli olumsuz etkileri oluyor. Bu etkilerden kaçınmak lazım. O zaman daha fazla kan dökülüyor. Umut ediyoruz ki aklı selim hakim olur, bir an önce bir geçiş dönemine geçilir Suriye’de ve bir tatlı geçiş mesela Mısır’da oldu, çok güzel oldu. Böyle daha fazla kan dökülmesi önlenerek, halkın talepleri karşılanarak bir orta yol bulunur diye ümit ediyoruz”dedi.

  • Başbakan Tehdit mi edildi?

    Başbakan Tehdit mi edildi?

    Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener, Konya TV’de konuk olduğu Ankara’nın Zirvesi programında çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.

     

    Televizyonun Ankara Temsilcisi ve BELDE Gazetesi Haber Müdürü Dursun Erkılıç’ın sorularını cevaplayan Şener, Libya ve Suriye ilgili değerlendirmelerde bulunurken, “Başbakan tehdit mi ediliyor” diye sordu.

    Irak’ın işgaliyle 1.5 milyon insanın hayatını kaybettiğini söyleyen Şener, “Saddam zalimdi ama Saddam dönemindeki katliamla kıyaslanamaz. Bir buçuk milyondan bahsediyoruz” diyerek Libya’da yaşanan gelişmelere dikkat çekti ve, “Şimdi Libya, bakın. Türkiye vurucu gücün içerisinde. Vurucu güç dediğim NATO. Vurucu güç değil mi, Türkiye başbakanın imzasıyla Meclise tezkere gönderildi. Mecliste Ak Parti grubu onayladı. Kabul ettiler, o tezkereyi istinaden Türkiye de Libya’yı vuran vurucu gücün, NATO gücünün içindeydi. Eğer Türkiye’de başka bir iktidar olsaydı, örneğin Allah taksiratını affetsin Ecevit iktidarı iş başında olsaydı 82 öncesi gibi ve Türkiye de NATO içerisinde Libya’daki sivilleri veya tarafları aylarca vurmuş olsaydı Türkiye’de her Cuma namazı, Beyazıt cami başta olmak üzere bu ülkenin dini bütün insanları bu iktidarı protesto ederdi” dedi.

    Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif Şener şöyle devam etti:

    “Bu iktidar Müslümanlardaki asabiyet duygusunu da yok etmiştir. Müslüman birliğini, dayanışmasını yok etmiştir, duyarlılığını yok etmiştir. Ne oldu peki Libya’da? Kaddafi hunharca katledildi. Ne oldu peki? Şimdi, yönetimi oluşturan yapının içerisinde İslama yakın isimlerden kimse yok. Dindar insan gözüyle bakarsak Kaddafi olsaydı daha iyiydi diyeceğimiz noktadasınız o açıdan. Haberlere bakıyorsunuz hala çatışmalar devam ediyor. Aşiret çatışmalarına döndü Libya. Uluslar arası gazeteler ve yabancı dergiler 2012 boyunca Libya’daki aşiret çatışmalarının devam edeceğini ifade ediyor. Bir kaos ortamına sürüklendi Libya. Ama Fransa Libya’daki petrollerden payını aldı, işletme hakkını aldı. Olur mu böyle bir şey? Türkiye niye vurdu o zaman NATO’nun içinde? NATO’yu destekleme kararını niye aldı Türkiye? Suriye daha önemli bir olay. Suriye’de etnik, mezhepsel bir takım çatışma ortamına sürüklenmesi demek bir taraftan Filistin’in en yakın desteğinin yok olması demektir, bir taraftan da Lübnan’daki Hizbullah dayanışmasının İran, Suriye, Hizbullah, Filistin dayanışmasının tasfiyesine yöneliktir. Hem de İsrail’in komşusudur. Suriye kaynadığı zaman, Türkiye, zaten Türkiye’de de istikrarsızlık var. Türkiye’de de bir çatışma ortamı var biliyorsunuz. Türkiye’de bu dönem son otuz yılın terör olaylarının en azgınlaştığı dönemi yaşadık. Bakalım baharda neler olacak bu ülkede. Suriye karıştığı zaman Türkiye’nin rahat olması mümkün değil. Bir ülke kendi ayağına kurşun sıkamaz. Ama bu iktidar sıkıyor. Bu ortam, tam İsrail’in istediği ortamdır. İslam ülkeleri bir hercümerç, bir iç çatışma ortamındadır. Bu arada tam büyük İsrail’in kuruluş aşamalarından etkili bir süreci, periyodu tamamlamak için uygun bir fırsattır. Bu oluşturuluyor. Büyük orta doğu projesi budur, Türkiye’nin üstlendiği rol de budur. Ben şimdi şunu bizi izleyenlerin düşünmesini istiyorum. NATO’nun ne işi var Libya’da dedi, Libya kardeşim dedi, Kaddafi’nin elinden ödül aldı, dostum dedi kucakladı. Geldi, gelir gelmez, NATO Libya’yı vuracak lafları vardı, ne işi var NATO’nun Libya’da dedi. Aradan bir hafta geçmedi, NATO’yu destekleyen, NATO’nun vurucu gücüne Türkiye’nin girişini öngören tezkereyi meclisten geçirdi. Bir hafta içinde ne değişti? Aynı şey Suriye ile oldu. Türkiye cumhuriyeti tarihi boyunca tek bir ülke ile ortak bakanlar kurulu toplantısı yapmıştır, o da Suriye’dir. Başbakan Suriyeli bakanlarla ortak bakanlar kurulu toplantısı yapmıştır. Ve aradan bir ay geçmemiştir hemen tavır değiştirmiştir. Suriye’deki muhalefeti örgütlemiştir. Orda burada temsilcilik vermiştir ve desteklemek suretiyle ordaki karışıklığı artırmaya çalışmıştır. Gerek Libya gerek Suriye’deki karışıklık dışarıdan ortaya çıkarılan bir yapılanmayla meydana getirilmiş bir hadisedir. Bu niye böyledir? Bir haftada, bir ayda aynı ülke ile ilgili başbakan niye tavır değiştiriyor? Siz bir başbakan olsanız, dünyanın diğer ülkeleri sizi izliyor olsa kime kardeşim, dostum deyip kucakladığınız zaman bir hafta, bir ay geçmeden arkasından vuruyorsanız onu, size kim inanır, kim güvenir? Uluslar arası güvenilirliğiniz kalır mı? Kalmaz. Peki, bir devleti temsil eden insan neden bunu yapar? Korktuğu bir şeyler mi var, özgür mü değil? Hemen aklıma benim Wikileaks belgeleri geliyor. Wikileaks belgelerinde İsviçre’de sekiz tane başbakanın hesabının olduğundan bahsedilmişti. Başbakan da tek bir Allah kuruşum yok dedi, İslam’da böyle bir tabir yok, zaten İsviçre bankasında kuruş olmaz. Hileli bir cümleydi o. Acaba birileri tehdit mi ediyor, birileri yönlendiriyor mu, birilerine bağımlı hale mi gelmiş? Niye bir hafta içinde görüş değiştiriyor, tavır değiştiriyor? Aman tavsiyelerimiz vardı demokratikleşelim de. Sen otuz senedir bir askeri anayasayı değiştirememişsin yüz senelik demokrasi geçmişin olduğu halde. Türkiye’de demokratikleşme hareketi 1876 anayasasından başlar, aşağı yukarı 130 sene olmuştur. 130 senedir hala demokratikleşmeye çalışan bir ülke olarak 30 senedir bir anayasa değiştiremiyorsun, bir ay içinde mi Suriye’den demokratikleşme bekliyorsun? Üstelik de bazı gelişmeler olduğu halde. Peki o halde ne oluyor? Birileri telefon mu ediyor?”

    Dursun Erkılıç’ın, “Başbakanımız tehdit mi edildi” sorusu üzerine, “Ben de onu soruyorum” diye konuştu.

    Erkılıç’ın, “Tehdit edildi demiyorsunuz, tehdit mi edildi diye soruyorsunuz” sözleri üzerine, “Soruyorum” diyen Şener şöyle konuştu:

    “Şu füze kalkanı işi neyin nesi? Bunu anlamak mümkün değil. İsrail ile İran çatışacak, Türkiye de İsrail’in kalkanı olacak. Büyük orta doğu projesinde İsrail ile işbirliği halindesin, füze kalkanında İsrail ile işbirliği halindesin, Türkiye’deki en ballı, karlı ihaleleri İsrailli işadamlarına verilmekte, işbirliği halindesin, yalandan ağız dalaşı yapacaksın, İsrail ile farklı politika izlendiği izlenimini vereceksin. Bu nasıl iştir ya?”

    Programın sonunda, Dursun Erkılıç’ın, “Çok çarpıcı cümleleriniz vardı. Belki şunu yeniden vurgulamak gerekir; özellikle Suriye konusunda Başbakan tehdit mi ediliyor diye soruyorsunuz” diye hatırlatması üzerine, “Evet soruyorum” diyen Abdüllatif Şener, Şunları söyledi:

    “O Wikileaks gibi şeyler var mı yok mu. Hem ona verdiği cevaptan, hem bir hafta içinde yapılan bir telefon görüşmesiyle politikalarda yüz seksen derecelik dönüşümde bir gariplik var. Bu gariplik millet olarak bizi de, bu ülkeyi de riske sokuyor. Bunların cevaplanması lazım”dedi.

  • Çubuk’ta Yangın

    Çubuk’ta meydana gelen yangında bir ev yandı.
    Alınan bilgiye göre, Çubuk’un Aşağı Çavundur Mahallesinde, Saliha Özkan’a ait evde yangın çıktı.
    Komşuların bilgi vermesi üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, yangını kontrol altına alarak söndürdü. Evin tamamen yandığı, yangının açık unutulan televizyonun patlaması nedeniyle çıkmış olabileceği iddia edildi. Bu arada yangın sırasında ekipler evde uzun süre birinin olup olmadığını araştırdı. Yapılan çalışma sonucunda evde bir kedinin olduğu tespit edildi.

  • Dağda 53 Terörist Yok Edildi

    Dağda 53 Terörist Yok Edildi

    Çukurca’daki hain saldırının ardından başlatılan operasyon, üçüncü gününde ki operasyonlarda, 53 terörist öldürüldü.

    Bölgede sıcak takip karadan ve havadan sürdürülüyor. Heronların tespit ettiği bölgelere, helikopterlerle özel eğitimli komandolar indirildi.

    Kobra helikopterleri de sürekli Çukurca’daki Kazan Vadisi bölgesine bomba yağdırdı.

    Kazan Vadisi’nde teröristlere yönelik operasyonlar aralıksız olarak devam ediyor.

    Edinilen bilgiye göre, şu ana kadar yapılan operasyonlar sonucu 53 terörist öldürüldü.

    Kazan Vadisi’nde sıcak temasın devam ettiği öğrenildi. Yetkililerin verdiği bilgiye göre bu sayı her an artabilir.

     

    Trt haber