Etiket: Ortadoğu

  • Gündem Çubuk Ovası Ankara Savaşı

    Ankara Savaşı, 610 yıl sonra 80 bilim adamının katılımıyla 1402 Ankara Savaşı Uluslararası Kongresi’nde masaya yatırıldı.

    1402 yılında Ankara’nın Çubuk ilçesinde Yıldırım Bayezid ile Timur Han orduları arasında yaşanan Ankara Savaşı, 610 yıl sonra 80 bilim adamının katılımıyla 1402 Ankara Savaşı Uluslararası Kongresi’nde masaya yatırıldı.

    Büyük Ankara Oteli’nde düzenlenen 1402 Ankara Savaşı Uluslararası Kongresi Tbmm Başkanı Cemil Çiçek, Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı eski Sağlık Bakanı ve Ankaralılar ve Ankara’yı Tanıtma Vakfı Başkanı Halil Şıvgın, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, bilim adamları ve öğrenciler katıldı.

    SAVAŞ MEYDANINDA MÜZE KURULMASI TEKLİFİ

    Savaş meydanında müze kurulması teklifini ortaya atan Kongre Düzenleme Kurulu Başkanı eski Sağlık Bakanı Ankaralılar ve Ankara’yı Tanıtma Vakfı Başkanı Halil Şıvgın, “Özbekistan’da Timur büyük hakan, bizim için de büyük hakan. Yıldırım Bayezid de büyük hakan, ikisi de Türk hakanı. Biz Çubuklular, bu savaşın acısını sardık, ama yıllar geçmiş hala sarılmamış. Bu yarayı sarıp geleceğe ışık tutmak istiyoruz. Burası savaş meydanıymış ama buranın Türk dünyasının kardeşlik bahçesi olmasını istiyoruz. Burada bir müze kurulmasını, savaşı herkesin görmesini istiyoruz, burada Türk dünyasının güzel eserlerinin bulunmasını istiyoruz. Şuanda 80’e yakın bilim adamı bu savaşı bütün boyutlarıyla tartışacak” dedi.

    “OSMANLI DEVLETİ 600 YIL SAVAŞLAR SAYESİNDE AYAKTA KALDI”

    Osmanlı’nın kısa zamanda 3 kıtaya hakim olduğunu ve 600 yıl hakimiyetini sürdürdüğünü belirten Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü, “Osmanlı Devleti kuruluş dönemlerinde 16 büyük savaş yapmıştır, Ankara Savaşı da bunlardan birisidir. Yükseliş döneminde 28 kara, 16 deniz olmak üzere toplam 44 savaş yapmıştır. Duraklama döneminde 21 kara, 12 deniz olmak üzere 33 savaş yapmıştır. Gerileme döneminde 24 kara, 4 deniz olmak üzere 28 ve dağılma döneminde çok enteresan irili ufaklı 87 kara savaşı, 9 deniz savaşı olmak üzere 96 savaş yaptı. Osmanlı Devleti 600 yılda 200’den fazla savaş yaşadığını görüyoruz. Osmanlı Devleti eğer bu yeryüzünde 600 yıl ayakta kalabilmişse bu 200’den fazla savaş sayesinde ayakta kalmıştır” diye konuştu.

    “BAYEZİD’İN MODERN ORDUSU YENİLDİ”

    Yıldırım Bayezid’in Ankara Savaşı’nda yenilmesine rağmen Osmanlı İmparatorluğu’nun 500 yıl hakimiyet sürdüğünü belirten Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, “O günkü şartlarda dünyanın iki büyük gücü, iki büyük Türk hakanı, iki büyük ordu bugün bu toplantının yapıldığı yerde, Çubuk ovasında 610 yıl önce karşılaştı. Yıldırım Bayezid’ın modern ordusu savaşın sonunda yenildi. Savaşı Timur kazanmış olsa bile kurmuş olduğu imparatorluk daha 100 yıl olmadan dağılmıştı, Yıldırım Bayezid’in temellerini attığı Osmanlı İmparatorluğu 500 yıl cihan hakimiyetini sürdürdü” şeklinde konuştu.

    MUHTEŞEM YÜZYIL DİZİSİ

    Diziler sebebiyle yurtiçinde ve yurtdışında tarihe yönelik ilginin arttığını ifade eden Tbmm Başkanı Cemil Çiçek, “Son zamanlarda ülke olarak tarihe ilgimiz giderek artmaya başladı. Bunda televizyon dizilerinin çok önemli bir rolü olduğunu düşünüyorum. Özellikle bizim tarihimize ilgi sadece Türkiye içerisinde değil, özellikle diziler sebebiyle yurtdışında çok büyük bir ilgi var. Katıldığım bir uluslararası toplantıda bir ülke Parlamento başkanı bana dedi ki, ‘Biz Kanuni Sultan Süleyman’ı zaferden zafere koşan bir padişah olarak biliyorduk, saraydan hiç dışarıya çıkmıyor’ dedi. O diziye göre söyledi. Bende dedim ki, ‘Neticede bir filmdir, senaryodur, tarihle ne kadar örtüştüğü bir başka değerlendirme konusu.’ Ama bir ilginin arttığı ortada, buna sevinmek lazım. Biz tarihimizi gerçekten belli zaferleri ile öğünen, işin hamaset ya da senaryolar itibariyle de magazin kısmıyla uğraşıyoruz. Esas öğrenmemiz gereken hususların maalesef üzerinde durmuyoruz” ifadelerini kullandı.

    “TÜRKİYE’NİN DÜŞMANLIĞI SINANMAMALI”

    Çiçek, Türkiye’nin iyi niyetine güvenilmesi gerektiğini, düşmanlığının da sınanmaması gerektiğinin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

    “Bugün Türk Cumhuriyetleri, gerekse Ortadoğu, Afrika ve Avrupa ile işbirliği içindeyiz. Kalıcı işbirliği ve kültürel beraberliği oluşturmaya çalışıyoruz. Bu ortak tarih ve kültür bize büyük imkanlar ve fırsatlar sunmaktır. Avrupa Birliği üyeliği ise Türkiye’nin gelecek tasavvurudur, olsa da olur, olmasa da olur. Biz doğulu ve batılı, Asyalı ve Avrupalıyız. Büyük Atatürk’ün işaret ettiği gibi yurtta sulh, cihanda sulhtan yanayız. Barış bizim için erdemli ve kutsaldır. Bölgemizi demokrasinin ve özgürlüklerin hakim olduğu, barış ve istikrar odağı haline getirmenin gayreti içindeyiz. Fakat biliyoruz ki, burası sorunların odağında, Osmanlı’nın dağılmasının ardından bir türlü istikrarı ve huzuru bulamamış bölgedir. Bugün Ortadoğu toplumları demokrasiye geçiş sürecinin sancılarını yaşıyor. İnşallah arzu edilen olur. Bu geçiş sürecinin sorunsuz olması, bölgeyi daha fazla istikrarsızlaşmaması, can ve mal kaybına sebep olmaması temel arzumuzdur. Türkiye’nin kendisine yönelik tehditlere karşılık vereceği unutulmamalıdır. Türkiye’nin iyi niyetine güvenilmeli, fakat düşmanlığı da sınanmamalıdır. Bizim Ankara Savaşı’ndan çıkarttığımız derslerden birisi aynı dini ve inancı paylaştığımız Müslüman kardeşlerimizle iyi geçinmek, gerginlikten kaçınmaktır. Bu bölgede Müslüman kanı dökülmesi en fazla bizi üzmektedir, Suriye’de yaşanan sorunun biran evvel bitmesi de en büyük arzumuzdur.”

    “Ankara SAVAŞI’NIN 14 SAATTE YAPTIĞI TAHRİBATI 30 YILDIR YAPMAK İSTEYENLER VAR”

    Anadolu’nun güçlülerin ayakta kaldığı bir coğrafya olduğunu belirten Cemil Çiçek, “Bu coğrafyada zayıfların yaşama şansı yoktur. Bu coğrafya zaman zaman doğudan, zaman zaman da kuzeyden ve çoğu kez de batıdan tehditlere maruz kalmış bir bölgedir. Yönelen bu tehditler her zaman içeriden kendisine işbirlikçiler aramış ve çoğu kez de bulmuştur. Bu yönüyle de mümbit bir arazidir.

    Günümüzde de bu tehditler söz konusudur. Geçmişten farklı olarak günümüzdeki tehditler örtülü faaliyetler olarak yürütülmektedir. Milletin içine ekilen etnik, bölücü, mezhepçi tohumlar parçalayıcı etkiler yapmaktadır. Ankara Savaşı’nın 14 saatte yaptığı tahribatı 30 yıldır yapmak isteyen işbirlikçiler halen içimizde var. Osmanlı Devleti Ankara Savaşı’ndan 100 yıllık bir birikimini kaybederek çıktı. Osmanlı Devleti’nin günümüzdeki varisi olan Türkiye Cumhuriyeti 30 yıldır sürdürülen örtülü savaşla 100 yıllık birikimini yitirme tehdidi ile karşı karşıyadır. Türkiye geçmişten çıkarttığı derslerle bu tür sinsi planların hayata geçmesine fırsat vermeyecektir” şeklinde konuştu.

  • Başbakandan Fransa’ya Sert Tepki

    Başbakandan Fransa’ya Sert Tepki

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında Fransa’da alınan karar sonucunda, Türkiye’nin aldığı bazı kararlara değindi. 

    Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında Fransa Meclisi ve senatosunda alınan kararı değerlendirdi.

    Başbakan Erdoğan,” sipariş bir oylama, gerek Fransız Meclisi’nde alınan karar, gerekse senatoda alınan karar bizim yok hükmündedir. Ortaçağ zihniyetinin bir tezahürüdür. ” dedi.

    Başbakan’ın konuşmaları şöyle: Ancak umudumuzu kaybetmedik. 60 milletvekilinin bu yasa icin Fransa Anayasa Mahkemesine başvuru imkanı da var. Kabul edilen bu teklif ayrımcılıktır. Düşünce özgürlüğü katliamıdır. Türkiye tarihi üzerinden oy çalma çabalarıdır. Fransa tarihine yapılan ihanettir. Bu mesele Türkiye-Fransa meselesi değildir. Bu mesele çok açık şekilde ayrımcılık, ırkçılıktır. Önceden de belirtmiştim. Sarkozy’nin dedesi İspanya’dan kovulan Osmanlı’ya iltica eden biridir. Alınan bu kararlarla Sarkozy Osmanlı hoş görüsüne gölge düşüremeyecektir. Sabrediyoruz. Etap etap yaptırımlarımızı uygulayacağız. Gelişmelerin seyrine göre eylem planımızı çizeceğiz.

    Fransa’ya İlk Yaptırımları Başbakan Erdoğan Açıklamıştı

    Başbakan Erdoğan tasa teklifinin Fransa Meclisi’nden geçtikten sonra bir dizi yaptırım kararı alındığını açıklamıştı.

    Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Fransa parlamentosunda 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarının inkârını suç sayan düzenlemenin kabul edilmesini ”çok büyük bir talihsizlik olarak” değerlendirdi.

    Bu düzenlenmeye ilişkin ”Bunlar ne kadar ciddiyetten uzak bir yaklaşım tarzıdır, nasıl sulandırılmış bir oylamadır anlamak mümkün değil. Bu girişim haksızdır, isabetsizdir ve bu kararı Türkiye olarak şiddetle kınıyoruz” dedi.

    Başbakan’ın açıklamalarının ana başlıkları söyle; “Böyle bir kararın Fransa’da alınmış olması bizden çok Fransa açısından büyük bir talihsizlik. İnsan haklarına tamamen ters. Bu teklif bütün uyarılarımıza rağmen bu tasarı oylanarak kabul edilmiştir.

    “Telafisi Zor Yaralar Açacaktır”

    Bu Fransa- Türkiye ilişkilerinde telafisi zor yaralar açacaktır. 1979 Paris’te Fransız ataşesi Yılmaz Çolpa’nın öldürüldüğü günle aynı güne denk gelmesi ayrıca manidardır.

    577 millet vekilinin bulunduğu bir parlamentoda sadece 45 milletvekiliyle oylanması ise daha da manidar.

    Bu nasıl ciddiyetten uzak, sulandırılmış bir karardır. Bu girişim haksızdır. Bu kararı şiddetle kınıyoruz. Aramızdaki ilişkiler 100 yıllık değil çok daha eskilere dayanıyor. Asırları mütecaviz bir ilişkisi olan Fransa-Türkiye ilişkilerinin, sadece yaklaşan seçimlerin ve oy kaygısı olan Sarkozy tarafından ihlal edilmesi anlamına geliyor.

    Bu aynı zamanda Fransa’ya karşı yapılmış büyük bir haksızlıktır.

    Fransa’da İfade Özgürlüğü Var mı?

    Ben şu soruyu soruyorum. Fransa’da ifade özgürlüğü var mı? Ve cevabını da ben veriyorum “Yok”

    Bunun çok daha önemli bir boyutu var. Bu oylamada Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile siyaset vardır.

    Seçimler kazanma uğruna, İslamafobiya körüklenmektedir. Sadece Fransa değil, Avrupa adına da kaygı vericidir.

    “Sessiz Kalmayacağız”

     Son derece kasıtlı ve art niyetle alınan bu karara sessiz kalmamız söz konusu değildir.

    Burada şunu da ifade etmek istiyorum. Bu kararın nasıl yanlış bir karar olduğunu bilgilendirmek amacıyla çalışma başlatacağız. Afrika ve Ortadoğu’yu da bilgilendireceğiz. Bir zamanlar bu bölgelerde yapılan soykırımları dünyayı dolaşarak anlatacağız.Bu ırkçı ayrımcı tavrı anlatacağız.

    Bizim tarihimizde böyle bir soykırım yok. Bunu kabul etmiyoruz. Resmi gayri resmi binlerce Ermeni yaşamaktadır. Bunların bir kısmı vatandaşımızdır. Bir kısmı vatandaşımız olmadığı halde ülkemizde yaşamaktadır. Tarih bilmeyenler ülkemde Yahudi soykırımından bile bahsediyor. Ben onlara Endülüs’ten kaçan Türkiye’ye sığınan atalarını, tarihlerine bir sormalarını rica ediyorum.

    Fransa ile ilişkilerimizi gözden geçiriyoruz. Etap etap ilişkilerimizi gözden geçiriyoruz. İlk etapta Paris Büyükelçimizi istişare için Ankara’ya çağırıyoruz.”

    Başbakan Fransa’ya Yönelik Yaptırımları da Açıkladı

    Başbakan Erdoğan’ın bu konudaki açıklaması şöyle:

    “Fransa ile her türlü siyasi istişareyi durduruyoruz. İkili askeri ilişkileri ve ortak tatbikatları iptal ediyoruz. Her uçuş için ayrı izin uygulaması başlatıyoruz. Askeri gemileri izinbaşvurularını bugünden itibaren iptal ediyoruz. İki ülke ekonomi bakanlarıyla yapılması planlanan 2012 Türkiye-Fransa ekonomik ve ticari ortak komitesine katılmıyoruz.

    Altını çizerek söylüyorum bu ilk etaptır. Yasanın Fransa’daki durumuna göre yeni yaptırımlar gelecektir. Kararımızdan dönmeyeceğiz.

    “Hayır Oyu Verenlere Teşekkür Etti”

    Ayrıca sorumlu davranan ve teklife karşı oy kullanan vekillere de teşekkür ediyorum.

    Biz tarihimizle gurur duyuyoruz. Bizi sıkıntıya düşürecek tarihimiz yok. Tarihimizde yaşanan her türlü olayla yüzleşiyoruz. Biz bütün arşivlerimizi açtık varsa başkaları da açsın gelsin tarihçiler araştırsın.

    Tarih parlamentolarda oylamalarla yazılmaz.Olsa olsa oylamalarla çarpıtılır. Tarihi çarpıtanları ve siyasi emellerine alet edenleri tarih de halklar da affetmeyecektir.”

    Milli Eğitim Müfredatı Değişiyor

    Başbakan Erdoğan Milli Güvenlik Bilgisi dersinin kaldırılacağını bu konuların Vatandaşlık Bilgisi dersinde işleneceğini söyledi.trt

  • İyimaya, Çubuk’ta İftara Katıldı

    İyimaya, Çubuk’ta İftara Katıldı

    Çubuk’ta vatandaşlarla iftar yapan AK Parti Ankara Milletvekili, TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Ahmet İyimaya, terörle mücadelede Türkiye’nin bütün refleksi ile gereken önlemi alacağını belirtti.

    Ortadoğu’daki gelişmelere ilişkin, demokrasinin uğramadığı ülkeleri de dönüştürdüğünü, değiştirdiğini anlatan İyimaya, Libya, Mısır, Suriye gibi Arap ve İslam devletlerinde dönüşümün aslında geç kalınmış bir dönüşüm olduğunu ifade ederek, “Mısır’da, Suriye’de, Libya’da meydana gelen olayların biraz berisini düşünüyorum ve o bölgelerin, o milletlerin, o devletlerin hayrına sonuç doğuracağını düşünüyorum. Ben gelişen olayların yakın gelecekte olmasa bile orta vade de dünya barışının ve Türkiye’nin hayrına olacağını düşünüyorum. Arap ülkeleri demokrasiyle tanışacaklar, buluşacaklar. Çoğulculuğun farklı düşüncelerin, demokratik siyasal partilerin getirdiği erdemlerle sanıyorum yakın gelecekte buluşacaklar”diye konuştu.

    Türkiye’nin millet olarak devlet olarak büyük olduğunu ve bunun sadece bu cesameti ile değil, tarihi ile birikimi ile büyük olduğunu vurgulayan İyimaya, şu anda sorunlu görülen Kandil’in ve o bölgenin imparatorluğun egemenliği içerisindeki alanlar olduğunu hatırlattı.

    Türkiye’nin güvenlik refleksi bakımından neyi gerekli kılıyorsa o hareketleri yapacağının altını çizen İyimaya, şunları söyledi:

    “Başbakanımızın çok güzel bir sözü var, ‘Türkiye bu konumda konuşmak değil, yapmak konumundadır’ ve yapıyor da. Terörle mücadelede ne gerekiyorsa o yapılacaktır. Bu sorunu bir iç siyaset meselesi olarak ele almamak lazımdır. Görüyorum ki bütün siyasi partilerde bu konuda hükümetimize destek veriyorlar. Bdp’nin eğer demokrat bir parti ise kendisini gözden geçirmesi ve ivedi bir şekilde gözden geçirmesi ve meşru zeminlerde siyaset yapması gerekmektedir. Şiddeti destekler beyan ve görüntülerden uzak kalması lazımdır. Terörle mücadelede Türkiye bütün refleksi ile gereken önemleri alır. ”

    Mahkeme kararı olmaksızın devlet görevlisi olsun, başka birisi olsun konuşmaların, görüşmelerin, kayda alınmasının çok yanlış ve kınanması gerektiğini söyleyen İyimaya, dinlemelerin yapılmaması için önlemlerin alınması gerektiğini belirtti. İnternete düşen ses kayıtlarındaki açıklamalardan Türkiye’nin bir bütün olarak ders çıkarması gerektiğinin altını çizen İyimaya, Türkiye’nin bir bütün olarak bu açıklamalardan ders çıkarması gerektiği ifade etti.

    Maden Kanununun yenilendiğini anlatan İyimaya, Türkiye’de madenciliğin gelişmesi için gerekli önlemlerin alındığını kaydetti. Taner Yıldız’ın dünya çapında uzman ve bilgili olduğunu vurgulayan İyimaya, “Türkiye kaynaklarına sahip çıkıyor. Altınından kromuna tüm madenlerine sahip çıkıyor. AK Parti döneminde madenler işletilmiyor isnadı, temelden yoksun bir isnattır. Maden Hukukunu yeniledik ve o alanda da büyük atılımlarımız var” diye konuştu.