Reklam Alanı (Gövde Üst Reklam) Bu alana reklam ver

Özden, Geçen 9 Ayı Değerlendirdi

MÜFİT ONBAŞI tarafından
29 Aralık, 2009 22:20 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 11:56
Okuma Süresi: 6dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver
ANKARA - Çubuk Belediye Başkanı Lokman Özden, dokuz ay süresince ilçede yapılan hizmetleri değerlendirdi.

 İMAR REVİZYONU YAPILDI

Yüz yetmiş hektarlık alanda imar revizyonu yapıldığını söyleyen Başkan Özden, yapılan revizyonun belediye meclisinden geçtiğini ve geçen hafta da Büyükşehir belediye meclisinden onaylanarak geçtiğini ifade etti. Çalışmanın çok titizlikle yapıldığını vurgulayan Başkan Özden, şimdiki aşama da ise 1/1000’liklerin yapımı olacağını belirtti.

 YENİ MAHALLELERDE İMAR ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR

Yeni mahallelerde imar çalışmaların devam ettiğini 1/5000 ve 1/1000’lik çalışmaların çok kısa bir zamanda tamamlanacağını söyleyen Başkan Özden, ’’Esenboğa Beldesine bağlı iken ilçemizin mahallesi olan Kızılca, Güldarpı, İkipınar, Kutuören, Yenice, Dumlupınar ve Melikşah Mahallelerimizde DSİ ile olan problemler girişimlerimizle çözümlenerek, bu mahallelerimiz de imar çalışmalarımıza yakında başlayacağız. Bu mahallerimize de buradan müjde vermek istiyorum’’ şeklinde belirtti

 İNŞAAT HARÇLARINDA YÜZDE KIRK İNDİRİM YAPILDI

İlçede inşaat sektörünün yeniden canlanması için inşaat harçlarında yüzde kırka varan oranlarda indirim yapıldığının altını çizen Başkan Özden, istenen şartları yerine getiren herkese inşaat ruhsatı ve iskanı verildiğini söyledi. Başkan Özden, bu güne kadar 40 kişiye iskan verilirken 52 adette inşaat ruhsatı verildiğini belirtti.

 METRUK YERLER YIKILDI

Görüntü kirliliği oluşturan ve çevre güvenliğini tehdit edebilecek yerlerin yıkımına yönelik çalışmaların yapıldığını vurgulayan Başkan Özden, ’’Bu konuda çalışma yapan ekiplerimiz ilçemizde denetimlerini aralıksız devam ettirmektedir. Bu güne kadar ilçemizde 108 metruk yerlerin yıkımını gerçekleştirerek, çarpık yapılaşmanın önüne geçip, görüntü kirliliğini ortadan kaldırdık. Bu çalışma ile ilçenin daha hızlı gelişmesinin önünü açmış olmaktayız’’ dedi

 YOL GENİŞLETME ÇALIŞMALARINA TAM GAZ

İlçede bu güne kadar çeşitli nedenlerle açılamayan veya genişletilemeyen cadde, bulvar gibi önemli yollarda çalışmaların tam gaz devam ettiğini vurgulayan Başkan Özden, ’’Yol genişletme çalışmalarında gerçekten ciddi manada yol kat ettik. Mekke, İstiklal ve Berat caddeleri ile Sünlü, Gökçedere ve Şabanözü Bulvarları genişletildi.  Ayrıca imarı yapılmış ve bu güne kadar yolu açılmamış yerlerde de yol çalışmalarımız devam etmektedir. Bunlarla birlikte her gün alt yapı çalışması biten yerlere de 7-8 kamyon sıcak asfalt serimi gerçekleştirilmektedir’’ dedi  Yol genişletme çalışmalarını vatandaşların rızasını alarak yaptıklarını belirten Başkan Özden, ’’Halkımızın memnun olduğu bu yol genişletme çalışmalarımız, Ankara bulvarı Yeni Şabanözü kavşağından itibaren Orman İşletme Şefliğine kadar olan alanda devam etmektedir.  Bu çalışmalarımızı halkımızın rızasını alarak yapmaktayız ‘’ şeklinde belirtti

 ALT YAPI ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR

Karagöl ve Stat Caddeleri ile Şeyh Şamil Bulvarında pis su, yağmur suyu ve içme suyu gibi alt yapı çalışmalarının tamamlandığını söyleyen Başkan Özden, 2010 yılında alt yapı çalışmalarına daha çok ağırlık verileceğini ve ilçenin tam anlamıyla şantiyeye döneceğini vurguladı. Başkan Özden, ’’Çankırı Bulvarı Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluğunda olduğundan dolayı, yolda kanal çalışması bu güne kadar yapılamamıştı. Yolun sorumluluğu Büyükşehir Belediyesine geçtiğinden dolayı, yolun sağ tarafında bulunan Altın Yurt, Yunus Emre ve Güzel Yurt sitelerinin olduğu bölgede bulunan kanal sorunu ASKİ’nin yapacağı çalışma ile çok yakında ortadan kalkacaktır’’ şeklinde konuştu. Başkan Özden, ilçede BEDAŞ tarafından elektrik hattının yer altına alındığı ve doğalgaz çalışmalarının da Yıldırım Beyazıt Mahallesinde devam ettiğini kaydetti.

 HAYVAN PAZARINDA REVİZYON YAPILDI

İç Anadolu’nun en büyük pazarlarından biri olan canlı hayvan pazarında gerekli düzenlemelerin yapıldığını belirten Başkan Özden, küçük baş hayvanların, büyük baş hayvanlarının ve vatandaşların sosyal ihtiyaçlarının karşılanması için yeni mekanlar yapıldığını söyledi. Başkan Özden, ’’Pazarda yaptığımız çalışmalarda özellikle pazarda ilkel şartlarda hizmet veren lokanta ve çay ocakları kaldırılarak yeniden yapılmıştır. Yaptığımız bu çalışmalarla çanlı hayvan pazarındaki gelirlerimiz iki katına çıkmıştır’’ şeklinde konuştu.

 TRAFİK İŞARET VE LEVHALARI YENİLENDİ

İlçede Cadde ve sokak levhalarının yenilendiğini belirten Başkan Özden, tüm trafik yol işaret ve levhalarının da yeniden düzenlenerek yenilendiğini ifade etti. Başkan Özden, ayrıca ilçede tabela kirliliğinin önlenmesi amacı için gerekli çalışmaların yapıldığını sözlerine ekledi.

 DOKUZ AYDA SEKİZ PARK YAPILDI

Seçimlerden sonra ilk önce parklarda revizyonların yapıldığını kaydeden Başkan Özden, ’’Yapılan revizyonlarla birlikte dokuz ayda 8 adet yeni park yapılmıştır. Bu parklardan 2 adetini büyükşehir belediyemiz yapmıştır. Geri kalanları da tamamen belediyemiz tarafından yapılmıştır. Ben buradan ilçemize her konuda olduğu gibi park konusunda da destek olan Sayın Melik Başkanıma sonsuz teşekkür ederim’’ dedi

 PARKLAR DAHA GÜVENLİ

Göreve gelmeden önce ilçedeki parklarda güvenlik sorunları yaşandığı konusunda şikayetlerin geldiğini ifade eden Başkan Özden, parklarda oluşturdukları güvenlikler sayesinde artık parkların daha güvenli olduğunu söyledi. 

 MEZARLIKLARA ÜCRETSİZ FİDAN

Ramazan ve Kurban Bayramlarında mezarlıklara dikilmek üzere vatandaşlara ücretsiz fidan dağıtıldığını kaydeden Başkan Özden, belediye personeli tarafından, fidanların nasıl dikileceği konusunda da vatandaşlara yardımcı olunduğunu belirtti. İlçede yeşil alanın artırılması ve vatandaşlara ağaç sevgisini yerleştirmek gayesiyle böyle bir proje başlattığını ifade eden Başkan Özden, bu uygulama ile 32 mezarlık da 5 bin 750 adet çam, sedir ve ardıç fidanlarının dağıtıldığını söyledi.

 MİLLİ PARKLARDAN DOĞA HARİKASI KARAGÖL İSTENDİ

Ankara’nın doğa harikası yerlerinden ve İlçenin en önemli turizm yerlerinden olan Karagöl’ü ilçe ekonomisine kazandırmak için Milli Parklardan istediklerini kaydeden Başkan Özden, Çubuk Belediyesi olarak atıl durumda duran bu mesire alanını işletmek ve korumak istediklerini söyledi.

 KURBANTEPE SOSYAL TESİSLERİ TOPLUM MERKEZİ VE AİLE DANIŞMA MERKEZİ OLACAK

Bu güne kadar kullanılmayarak atıl bir durumda duran Çubuk Belediyesine ait Kurbantepe Sosyal Tesislerinin Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK)’e on yıllığına verildiğini belirten Başkan Özden,’’ Kurbantepe Sosyal Tesisleri SHÇEK tarafından Toplum Merkezi ve Aile Danışma Merkezi olarak kullanılmak üzer on yıllığına bu kuruma tahsis edilmiştir.’’şeklinde konuştu

 PERSONEL EĞİTİMDEN GEÇİRİLİYOR

Başkan Özden, daha kaliteli bir hizmet için kurum personeline eğitim verildiğini açıkladı. Kaliteli hizmetin kaliteli personel ile olabileceğini söyleyen Başkan Özden, personele yönelik birçok alanda eğitime başladıklarını ifade etti. ISO 9001:2000 çalışmalarının devam ettiğini, BELTEK ile görüşülerek personele yönelik Halkla İlişkiler, Bilgisayar ve değişik konularda eğitim verilmesinin sağlandığını ifade eden Başkan Özden, insana yapılan en büyük yatırımın eğitim olduğunu ve bu nedenle de personel eğitimini çok önemsediğini söyledi.  Ayrıca kış ayına ve doğal afetlere yönelik eğitim çalışmalarının da devam ettiğini sözlerine ekledi.

 EĞİTİME HER KONUDA DESTEK

            İlçede bulunan okullara yönelik her konuda desteklerin yapıldığını belirten Başkan Özden, ’’İlçemizde bulunan okullarımıza yönelik araç ve gereçten, sosyal faaliyetlere kadar her alanda tam destek verilmektedir. Ayrıca AB Gençlik Projesi kapsamında AB ülkelerinden öğrencilerin ilçemize davet edilerek, ilçemizde misafir edilmiş ve öğrencilere Ahilik Kültürü konusunda uygulamalı eğitimler verilmiştir. İlçemizde misafir ettiğimiz bu gençler ülkemize ve ilçemize olan bakış açıları değiştiği gibi ülkelerinde birer kültür elçileri olmuştur’’ dedi

 5. ULUSLAR ARASI ÇUBUK TURŞU VE KÜLTÜR FESTİVALİ MUHTEŞEMDİ

Bu yıl beşincisi düzenlenen Uluslararası Çubuk Turşu ve Kültür Festivalinin çok iyi organize edildiğini vurgulayan Başkan Özden, belediyeye çok fazla külfeti olmadan festivalin yapıldığını belirtti. Festivale gelenler tarafından olumlu tepkiler aldıklarını ifade eden Başkan Özden, ilçeye ekonomik girdiler sağlayan festivalin ayrıca ilçe ve ülke tanıtımına çok büyük katkı sağladığının altını çizdi. Başkan Özden,’’ Geçen yıllara oranla bu yıl festivalimiz daha ekonomik yapılmıştır. Festivalin belediyeye külfeti çok aza indirilmiştir’’dedi

 RAMAZAN ETKİNLİKLERİ DÜZENLENDİ

Ramazan boyunca ilçede çeşitli sosyal faaliyetler yapıldığını belirten Başkan Özden, bu etkinliklerden birinin Engin Noyan konferansı olduğunu ve önemli gün ve gecelerde de camilerde, huzurevinde ve hastanede çeşitli hediyelerin vatandaşlara ikram edildiğini söyledi. Ramazan ayı ve bayramda başta kendisi olmak üzere belediye meclis üyelerinin eşleri  ile birlikte tüm şehit ailelerini ziyaret ettiklerini ifade eden Başkan Özden, şehit yakınlarına yalnız olmadıklarını hissettirdiklerini söyledi. Ramazan boyunca ilçede lunapark kurulduğunu da kaydeden Başkan Özden, halkın sosyal ihtiyaçlarını imkanları doğrultusunda karşılamaya çalıştıklarını belirtti.

 ULAŞIMDA YAŞANAN SORUNLAR ÇÖZÜLÜYOR

Çubuk Ankara arası ulaşımda yaşanan sorunların giderilmesi konusunda büyük çabaların olduğunu ifade eden Başkan Özden,’’Daha önceleri Çubuk’a çalışan EGO otobüsü sayısı 4 iken, Sayın Melik Başkanımıza ulaşım ile ilgili sorunları bildirmemizle birlikte bu sayıyı 9’a çıkarttırmıştır. Ocak ayından itibaren de daha önce 2,40 TL olan otobüs fiyatı 2,10 TL olmuştur. Ayrıca transfer süresi 45 dakikadan 75 dakikaya çıkartılmıştır. Özel halk otobüsleri ile ilgili de gelen şikayetler üzerine sıkı denetimleri sağlanarak kurallara uymayanlar hakkında gerekli işlemler yaptırılmıştır’’ dedi

 YENİ MAHALLELERE DOLMUŞ HATLARI AÇILDI

UKOME’de alınan bir ayrı kararla Ulus Dumlupınar Mahallesi arasına dolmuş seferi konulduğunu söyleyen Başkan Özden, Çubuk Merkezden Havalimanı kavşağı arasına ve Akyurt ilçesine de dolmuş seferleri konulduğunu belirtti.  Buna göre ilçede belirlenen yeni güzergahlarda şunlar; Çubuk Merkez- Havalimanı kavşağı, Çubuk Merkez- Esenboğa Mahallesi –Melikşah Mahallesi, Çubuk Merkez- Yenice Mahallesi – Dumlupınar Mahallesi - Kızılca Mahallesi, Çubuk Merkez- Yazır Mahallesi, Çubuk Merkez- Ağılcık Mahallesi, Çubuk Merkez- Sünlü Mahallesi – Taşpınar Mahallesi – Akyurt İlçesi, Çubuk Merkez- Akkuzulu Mahallesi, Çubuk Merkez- Yukarı Çavundur Mahallesi, Çubuk Merkez- Kargın Mahallesi- Ömercik Mahallesi

 KALİTELİ HİZMET İÇİN TEMİZLİK İŞLERİ ÖZELLEŞTİ

Kaliteli hizmet için temizlik işleri hizmetlerinin özelleştirildiğini kaydeden Başkan Özden,  bu hizmette kullanılan araçlarında tamamen yenilendiğini ve bu yeni araçları tüm mahallelerin hizmetinde kullandıklarını söyledi.

 BAŞKAN ÖZDEN’DEN MELİH GÖKÇEK’E VE EKİBİNE TEŞEKKÜR

Ankara ve Çubuk arasında yapılan yol çalışması hakkında bilgi veren Başkan Özden, seçimlerden önce vatandaşın haklı olarak Ankara yolundan çok şikayetçi olduğunu  kaydederek, ’’Vatandaşlarımız o zamanlar diyordu ki bu yol ilçeye, şehre yakışmıyor. Köy yolu gibi bir yol, ilçenin yolu soğuk asfalt kaplama mı olur. Araçlarımızın camları kırılıyor diyordu’’   Kendilerinin ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in seçimlerden önce verdiği söz üzerine seçimlerden hemen sonra yolun başladığını hatırlatan Başkan Özden, ’’ İlçemizin her alanda ilerlemesi bu yol ile gerçekleşecektir. Yapılan yolu biz belediye olarak yapmaya kalksak on yıl boyunca tüm imkanları seferber etsek bile  bu çalışmayı yapamazdık. Hava muhalefeti nedeniyle yol uzamıştır. Olumsuz hava şartlarına rağmen tüm personel gece gündüz çalışmaktadır. Yolda sadece asfalt çalışması yapılmamaktadır. Tüm alt yapı, pissu, yağmur suyu, temiz su, aydınlatma hattı, orta refüj sulama hattı ve barajdan Ankara’ya giden su şebeke hattı yeniden yapılmaktadır. Bu da yapılan işin süresini uzatmaktadır. Ben burada sizler aracılığı ile Sayın Melih Başkanıma, Büyükşehir Meclis Üyesi ve AK Parti Grup Başkan Vekili Ayhan Yılmaz’a ve çalışma arkadaşlarına ilçem adına sonsuz teşekkür ediyorum. İlçemize vermiş olduğu sözleri bir bir yerine getirmektedirler’’ şeklinde konuştu

 HER ALANDA GELİŞEN ÇUBUK, TERCİH EDİLEN İLÇE OLDU

Yeni kurulan ilçelerden Pursaklar’a katılma girişimleri olan Kızlılca, Dumlupınar ve İkipınar Mahallelerinin girişimleri sonucu Çubuk’ta kalmayı tercih ettiklerini söyleyen Başkan Özden, ayrıca Gümüş Yayla Mahallesinin Pursaklar’dan Çubuk’a geçmeyi tercih ettiğini ifade etti. Başkan Özden, diğer yakın ilçelerden de Çubuk’u tercih etmek isteyen mahalle ve köylerin olduğunu da sözlerine ekledi.
Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

Çubuk Aksiyon haber ajansı gündem gazetesi

Cubuk-Aksiyon-Gazetesi-Haber-Ajansi-her-zaman-sizinle
MÜFİT ONBAŞI tarafından
21 Temmuz, 2020 10:41 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 22.03.2024 11:47
Okuma Süresi: 3dk
Yorum Sayısı: 2
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Çubuk Aksiyon haber ajansı gündem gazetesi öncelikle Çubuk ilçesindeki bir kaç sayılı haber siteleri arasında gündemi takip ederek okuyuculara doğru bilgileri sunmaya devam ediyor.

Sloganımız ilçeye dair ne varsa burada

İlçede birkaç sayılı haber sitesi arasında olan ve “Çubuk’a dair ne varsa” sloganı ile Çubuk’ta haber, reklam, tanıtım ve rehber görevi üstlenen Çubuk Aksiyon Haber Sitesi kuruluş tarihi 2008 yılından bu yana aralıksız okuyucusuna hizmet vermeye devam ediyor. Haber sitemizde sizlerle haberlerimizde tarafsız yayıncılığımız ile görselliğimizi her daim paylaşmaya devam edeceğiz. İsminin değişikliğiyle dikkat çeken Çubuk Aksiyon, sürekli yenilenip, güncellenmektedir. Çubuk'ta haber ihtiyacına cevap verebilen haber sitesi olma özelliği yanı sıra, okuyucularına haber alış verişi sağlamaya devam ediyor. Maddi hiçbir beklentisi olmayan sitemizde tamamen gönüllü ve fahri muhabirler ile sizlere haber sunuyoruz. Haber sitemiz okuyucularına sağladığı kullanımı kolay, hızlı okuma, güzel bir görünüm özelliği ile okuyucularına haber akışı sağlıyor. Okuyucularımızdan aldığımız bu güçle de yayın politikasını değiştirmeden yolumuza devam ediyor.

Çubuk Aksiyon Gazetesi Haber Ajansı doğru haber kaynağınız

Çubuk Aksiyon Gazetesi - Haber Ajansı - İnternet Haber Sitesi imtiyaz sahibi olan Müfit Onbaşı açıklamasında: "Okuyucularımızın bize göstermiş olduğu ilgi, yardım ve yorumlarından dolayı çok teşekkür ederiz. Görevimiz ve işimiz olan gazetecilik mesleğimizde doğru ve kesin bilgi içeren haber yapmak önceliğimiz olmuştur. Bu konuda bizi herkes tanır. Haber sitemiz artık ulusal haber siteleri değerinde bir görünümdedir. Çubuk hakkında her türlü bilgi ve öğrenmek istediğiniz her türlü arşivi ile zengin bir içeriğe sahip. Haber sitemiz sürekli güncellenen ve yenilenen tasarımı ile kullanıcıya, habere hızlı ve kolay erişim imkânı sağlıyor. Haber okumayı kolaylaştıran zarif görünüm ve ergonomik yapı sayesinde ziyaretçilerimiz, artık web sitemizde daha fazla zaman harcıyor" diyerek devam etti.

Çubuk Aksiyon Gazetesi Haber Ajansı takipçilerine en doğru ve kesin bilgi sunar

Sizlere, 15 yılı aşkın tecrübesi ve deneyimli kadrosuyla ilçeye özgü, haber, fotoğraf ve video üreterek okuyucularına sunmaktayız. Çubuk’un gündemini takip eden ve yine ilçenin güncel haberlerini sizlere aktarmaya devam edecek olan cubukaksiyon.com web adresinden istediğiniz her şeye kolayca ulaşılabileceksiniz. Günümüz teknolojisine, değişime ayak uydurmak için siz değerli takipçilerimizin fikir ve görüşlerini değerlendirerek, sitemizi daima hem güncel tutuyor, bilgi ve tecrübelerimiz ile sistemimizi hem güçlü tutuyor, hem de sürekli yeniliyoruz. Yine okuyucularımızın ve abonelerimizin görüş ve fikirlerini değerlendirerek doğru kaynaklardan bilgi alarak haber ekliyoruz. Okuyucularımızın haberlere yazdıkları yorumlardan güç alarak onlara en güzel haberler sunmaya devam ediyoruz. Bizi ziyaret eden bütün takipçilerimize teşekkürü bir borç biliriz. Bizi izleyen, takip eden herkese teşekkür ederiz.

İyi kötü gününüzde her zaman yanınızdayız

Çubuk Aksiyon Gazetesi Haber Ajansı olarak okuyucularımıza bazen acı kötü haber verdik üzdük, bazen de mutlu iyi haber vererek yüzünü gülümsettik. Çubuk’un gündemini an an takip ederek, yine ilçenin güncel haberlerini sizlere aktarmaya her zaman devam ediyoruz. Birçok okuyucumuz bizi takip ederek bir eşiniz dostunuz iyi ya da kötü haberini bizden okuyarak öğrendi. İşimiz ilçede iyi, kötü, güzel ve mutlu tüm haberleri sizlere duyurabilmek. İlçede tabi ki kötü olayların olmasını bizde istemeyiz. Ama koca 100 bini aşkın bir ilçe her şey olabiliyor. Doğru kaynaklardan kesin bilgileri alarak kimseyi mağdur etmeden elimizden geldiği kadarıyla haberlerimizi insanları incitmeden yapmaya çalışıyoruz. cubukaksiyon.com sitemiz ile şimdiye kadar birçok okuyucusu ile haber, yazı, resim ve video göstererek okuyucumuzun beğenisini kazanmaya çalıştık. Bundan sonra da hedefini şaşmadan, internet haber okuyucularına, kaliteli doğru kaynaklardan haberlerimizi yine siz değerli o okuyucularımızın yorumuna sunacağız.

Günümüzde sosyal medya hesaplarında bir çok sayfa tarafından yüzeysel başlık şeklinde verilen yazılardan öte gazeteciliğin en önemli kaynağı olan 5N - 1K özelliğinde haber yapmaktayız. Bu vesile ile internetin vazgeçilmezi sosyal medya da , Facebook, İnstagram ve Twitter’da büyük bir organik takipçi kitlesine ulaştık. Son olarak sizleri değerli okuyucularımızı aramızda görmekten mutluluk duyar, iyi çalışmalar dileriz. Enerjimize güç kattığınız için teşekkür ederiz. “Bir gün bizi ziyaret edeceğinizi biliyorduk. Aramıza hoş geldiniz. Artık şuan bizi siz dâhil herkes tanıyor”

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Tefekkür ile meçhul bu insan

Çubuk Aksiyon tarafından
07 Aralık, 2025 14:00 tarihinde yayınlandı /Güncelleme: 08.12.2025 09:54
Okuma Süresi: 10dk
Yorum Sayısı: 0
Reklam Alanı (İçerik Öncesi) Bu alana reklam ver

Bundan önceki “İNSAN BU MECHUL” başlıklı yazımda, yaratılmışların en mükemmeli insanın, vücudundaki mûcizevî sırlardan bahsetmiştim. İnsan beyninin hafıza gücünün, parmak izlerindeki farklılıkların ve gözlerden fışkıran enerjinin hikmetlerini açıklarken, bedenimizdeki tüm uzuvların hayâtî faydalarını vurgulamıştım. Bu konuda okuyucularımdan çok sayıda telefon, e.mail ve sair yollarla sitayişkâr yorumlar aldım. İlim ve kalem erbabı kimi dostlar teşekkür meyanında ilave bilgiler de verdiler. Bu sebeple TEFEKKÜR konusunda bir yazı hazırlamaya karar verdim. Bilindiği üzere; kâinatta hiçbir varlık başıboş ve gayesiz değildir. O halde bu kadar mükemmel surette, esrar ve mûcizeler ile dolu olarak yaratılmış insan; acaba gayesiz ve başıboş olabilir mi? Hem de kendiliğinden kör tabiatın eseri olarak meydana gelebilir mi? İşte bütün bu soruların cevabını bulmak üzere, bizden başka hiçbir canlıya bahşedilmeyen aklımızı kullanarak, beynimizin sınırsız hafıza gücü ve letâifin mânevî rabıta bağı imanımız ile, derin derin tefekküre (düşünmeye) dalmak zorundayız. Kur’ân-ı Kerim’de sıkça tekrar edilen ikazlardan biri, “Aklınızı kullanmıyor musunuz?”  mealindeki “Efelâ tâ’kılûn” bir diğeri de “Siz hiç düşünmez misiniz?” mealindeki “Efelâ tetefekkerûn” hitaplarıdır. Bu ayetlere göre; Müslümanlar akıllarını kullanmak ve tefekkür etmek zorundadırlar.  Şu halde kimi cemaat mensubu kardeşlerimizin, şahsi işlerinde akıllarına göre hareket ettikleri halde, sosyal münasebetlerde aklı-selime ve şer’i şerife aykırı emirlere, körü körüne tabi olmaları çok yanlıştır. Bunun vebali de büyüktür. Halbuki; Hz.Peygamberimiz “Hâlika isyan konusunda, hiçbir mahluka itaat yoktur.” Buyurmuştur. Tefekkür etmek, aklımızı, beynimizi ve muhakeme gücümüzü kullanmak hususunda ayet ve hadisler o kadar çoktur ki, yazımızın çerçevesine sığdırmak imkânsızdır. Sayısız İslam mütefekkirleri, müçtehitler, mezhep imamları ve tüm üstadlarımız akıllarını torbaya koymayıp, ilim-irfan ve irşat yolunda gece gündüz çalışmışlardır. Hz.Peygamberimiz (s.a.v.) Ebu Hüreyre’ye “Bir saat tefekkür edip düşünmek bir sene ibadetten daha hayırlıdır.” buyurmuştu. İbn-i Abbas’a ise “Bir saat tefekkür edip düşünmek yedi sene ibadetten daha hayırlıdır.” Hz.Ebu Bekir’e de “Bir saat tefekkür yetmiş sene ibadetten daha hayırlıdır.” Buyururken tefekkür konularının farklarını vurgulamıştır. İnsan kimseden dini telkin almamış olsa bile, sırf kendi aklıyla kâinata bakarak, yüce Allah’ın varlığını ve kudretini idrak edebilir. Varlığın bilmeye ne hacet kürre-i âlem ile. Yeter ispatına halk ettiğin bir zerre bile. Allah’ın zatı üzerinde düşünmek ve onu aklımızın çerçevesine sığdırmaya çalışmak doğru değildir. Hz.Peygamberimiz bu konuyu tartışan eshabına hitaben, “Allah’ın yarattıkları üzerinde düşünün, Fakat zatı hakkında sakın düşünmeyin. İdrakiniz yetmez.” Buyurmuştur. İDRÂKİ MEÂLİ BU AKLA GEREKMEZ. ZİRA BU TERAZİ BU KADAR SIKLETİ ÇEKMEZ. Uzay çok büyük olmasına rağmen sınırsız değildir. Galaksimiz, güneş sistemi, dünyamız, ay, yıldızlar ve binlerce gezegen göklerin ve yerlerin hepsi Allah tarafından yaratılmış olup, belirli eksenleri üzerinde hareket halindedirler. Hepsi de Allah’a hamd ederek tesbih ederler. Fakat biz onların tesbihat dilini anlayamayız. Evrendeki bütün varlıkların evveli ve âhiri vardır. Ezelî ve ebedî olan sadece Hz.Allah’tır. Yaratılmış her şey günü vakti saati gelince helak olacaktır. Bizi yoktan var ederek insan olarak yaratan, hayat veren, sayısız nimetlerle donatan ve en önemlisi İslam ile şereflendiren Hz.Allah’ı tefekkür edip, teşekkür etmeliyiz. Onun verdiği nimetlerin çeşitlerini saymak isteseniz, ömrünüz boyunca sayamazsınız. Var oluş konusunda patlama teorilerine bakmayın. Olmayan bir şey nasıl patlar? Olan bir şey nasıl yaratılmamış olur? Varlıklar âlemini milimetrik bir denge içinde yaratıp yöneten ilâhi kudreti görmemek için akılsız olmak lazım. Bu hayat nizamının fani olduğunu ve bir gün sonu geleceğini de kabul etmeliyiz. Yani âhiret vardır. Bir ömür boyu beyin hafızamıza kaydedilen bilgiler, belgeler (amel defterleri) önümüze konulacaktır. İşlediğimiz iyi veya kötü her şeyi apaçık göreceğiz. Ağzımız inkâr edemeyip mühürlenecek, ellerimiz konuşacak, ayaklarımız şahitlik yapacaktır. Şimdiden hayatımızın muhasebesini iyi yaparak: kibir, riya, haset, cimrilik, aşırı hırs ve şehvet ve benzeri mânevî hastalıklardan arınmak üzere, tevbe etmeli, tam bir ihlas ve sadâkatle ibadetlere devam etmelidir. Akıllı insan, doğum ve ölüm denilen iki karanlığın arasındaki kısacık hayatın zevklerine tapmadan, yaratıcısını idrak ederek ebedi hayata hazırlanan kişidir. HÜDAYA EMANET OLUNUZ.   Yazarın diğer yazıları İNSAN BU MECHUL - SELÂM Kâinatın en güzel ve mükemmel varlığı insan; sırlarla dolu çok değerli bir nüvedir. Ancak vahdet-i vücut felsefesine inananların iddia ettiği gibi, Allah’ın zatının bir parçası olmayıp, Yüce yaratıcının esmasının, ve ef’âlinin  tecellisi ile yoktan var ettiği, yaratılmış akıllı tek varlıktır. Bedeni, beyni, aklı, ruhu, kalbi ve letâifi ile tümüyle insanın esrarını çözmek, anlamak ve anlatmak neredeyse imkânsızdır. Hz.Peygamberimiz; “Kim nefsini bilirse, ancak Rabbini bilmiş olur.” Hadis-i şerifi ile, insan bünyesindeki tüm kötü eğilimlerin odağı nefsi-emmârenin tehlike ve düşmanlığını anlayan kimse, ancak Rabbini anlamış ve iman etmiş olabilir buyurmuştur. Bazı hadis âlimleri, buradaki (nefs) kelimesini zat anlamında tefsir ederek, şöyle mânâ vermişlerdir: “Kim insanın zatındaki sırları anlayabilirse, ancak o zaman kendisini yaratan Rabbinin kudret ve azametini anlamış olur.” Elektronik bir cihazı (makineyi) andıran vücudumuzdaki bazı özellikleri düşünelim; yaklaşık 100 milyar hücreye sahip insan beyninin öğrenme, belleme ve hafıza gücü, bilgisayarların en gelişmiş elektronik belleklerinden kat kat fazladır. Üstelik bellekler sesi, ısıyı, dumanı vs. algılarken, dumanın kokusunu, meyvenin lezzetindeki başkalığı, sesteki mânâyı algılayamıyor. “Geçici hafıza” ve “kalıcı hafıza” diye tasnif edebileceğimiz beynimiz binlerce bilgiyi depo edebilir, yine de boş yer bulunur. Hiç kimse hafızasını ağzına kadar dolduramaz. Kâinatta hiçbir şey boşuna hikmetsiz yaratılmadığına göre, Acaba Allah’ın vücudumuza yerleştirdiği bu güçlü hafızanın sırrı, sebebi nedir? Allah’a ve âhiret gününe inananlar için bu sorunun cevabı gayet kolaydır. Mahşer günü yaptıklarından hesaba çekilecek olan insan, kendi hafızasına ömür boyu kaydedilen tüm yaptıklarını bir bir hatırlayacak ve görüntüleriyle birlikte amel defteriyle karşılaştırılacak, tabi ki, inkar edemeyecektir. Vücudumuzdaki mûcizevî sırlardan birisi de parmak izleridir. Dünyadaki insan sayısınca farklı parmak izleri vardır. Asla yanıltmayan bu kimlik kartları, kriminalciler için eşsiz bir delildir. Parmak izleri öylesine hârika bir yaratılışa sahiptir ki, insan ne kadar yaşlanırsa yaşlansın, ne değişiyor ne de kayboluyor. Hatta üst deri yüzülse yerine çıkan deri aynı özelliklere sahip oluyor. Yanan parmaklar bile tedavi edilince eski özelliğini koruyor. Mukaddes kitabımız Kur’an-ı kerimde, Kıyamet süresi üçüncü ve dördüncü ayetlerle bildirilen PARMAK UÇLARI MÛCİZESİ tam 13 asır sonra 1875 yılında Sir Edward Henry tarafından tespit edilerek, polis teşkilatlarınca resmen delil olarak kullanılmaya başlanmıştır. Ağız, burun, göz, kulak gibi uzuvlar ne kadar farklı olsalar da, birbirlerine benzeyebilirlerdi. İkiz, üçüz, beşiz insanlar vardı. Şaşırmak mümkündü. Ama parmak uçlarındaki çizgiler, şaşırtmayan genetik kodlara sahipti. Milyarlarca insanın parmak izlerini birbirinden farklı olarak yaratan yüce Allah (c.c.) elbette ki, onu öldükten sonra tekrar yeniden yaratmaya Kâdirdir. Çünkü insan öldükten sonra, bütün hücreleri zaman içinde çürüyüp yok olabilir. Ancak kuyruk sokumundaki (acebüzzenep) denilen çekirdek kök çürümez ve yok olmaz. O çekirdek insanın atomudur. Bunun kanıtı da parmak izleridir. İşte öldükten sonra tekrar dirilmek anlamındaki kıyamet günü insanlar bu köklerinden ve aynı izlerle yaratılacaklardır. İlim adamları insanın ve kâinatın sırlarını araştırdıkça, Allah’ın sonsuz kudretini daha iyi anlayacaklardır. İlim ve fen inkişaf ettikçe bu ve benzeri ilâhi mûcizeler ortaya çıkacak, insanlar İslâm’a yöneleceklerdir. Bakışlarımızla gözümüzden fışkıran güçlü enerji de bir sırdır. Bazı kişilerin filtresiz bakışından zararlı enerji akımı nedeniyle, muhatabının hastalandığını biliyoruz. Biz buna “nazar değmesi” diyoruz. Kimi Allah dostlarının şefkat ve himmet nazarlarının ise ruhlara şifa ve dertlere deva olduğunu da biliyoruz. Şöyle bir senaryo düşünelim;  2 yaşına girmiş bir bebek yavaş yavaş  sobaya yaklaşır. Oynarken birden bire eli, yanan sobaya değer. Müthiş bir acı ile ağlayarak hemen geri çekilir. Zira vücuttaki tüm hücrelerden ayrı ayrı, beyne giden telefon sinyali ile, (elde yangın var) alarmı verilmiştir. Otomatik telefonlar çalışmaya başlamıştır. Beyin anında hemen çocuğun eline “Geri çekil” talimatı vermiştir. Beyin göze de talimat vererek “derdimiz, acımız var. Ağla!” demiştir. İşte şimdi ağlama sesine koşan genç anne, yanık için ilk yardımı yaptı ve: -“Çok şükür! Allahım!!! Yavrum tamamen yansaydı. Ne yapardım” dedi. Hem ağladı hem de yanma hissini veren rabbine şükretti. HÜLASA OLARAK: Bütün uzuvlarımız, hatta kestiğimiz saçımız, tırnağımız, kaşımız, kirpiklerimiz hepsi sayısız hikmetleri ve yararları olan birer nimettir. İşte bu mükemmel elektronik vücut makinesini, ilâhi kullanım kılavuzuna uygun şekilde hayırda kullanmak ve kıymetini iyi bilmek gerekir. Yazımı Muhteşem Süleyman Kânûninin dizeleriyle bitiriyorum: Halk içinde muteber bir nesne yok Devlet gibi, Olmaya Devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Olsa kumlar sayısınca ömrüne haddü-adet Gelmeye bu şişe-i çarh icre bir saat gibi.   Yazarın Diğer Yazıları İLÂHΠ ADALET  -  SELÂM Emekli Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanması, Türkiye’nin geldiği noktayı göstermesi bakımından dikkate şayan bir olaydır. Elbette ki, birilerinin tutuklanmasına sevinecek ve oh olsun diyecek değiliz. Yargılama bitmeden peşinen suçlu veya suçsuz da diyemeyiz. Ancak 27 Mayıs 1960 ihtilâlinden beri, yarım asırlık darbeler tarihine baktığımızda; nereden nereye geldiğimizin sembolik göstergesi bu olayda, ilâhî adaletin tecellisini görürüz. İşin püf noktası şudur; Cenab-ı Hakkın 99 Esma-i Hüsna’sından (güzel isimlerinden) birisi (EL-ADL) ADALETTİR. Allah (c.c.) mutlak Âdildir. Mülkün (Kâinatın)temeli adalettir. Zerreden kürreye kadar tüm varlıklar; çok hassas, milimetrik bir denge üzerinde yaratılmış ve öylece devam etmektedir. Mevsimlerin gelip-gidişi, gündüzün geceyi takip edişi, dünyamızın ve diğer gezegenlerin yörüngesinde bir milim dahi şaşmadan hareket etmeleri, hepsi hassas dengeler üzerinde cereyan eden ilâhi adaletin eseridir. Adaletin olmadığı yerde zulüm ve haksızlık vardır. Denge bozulmuş demektir. Denge bozulunca da ayakta durulamaz, yıkım olur. Bu sebeple, Hz.Peygamberimiz Cuma hutbesinde,”Şüphesiz Allah adaleti,iyiliği ve yakınlara yardımı emreder. Fuhşu, kötülüğü ve azgınlığı yasaklar. Tutasınız diye size (Allah) öğüt veriyor.”mealindeki (Nahl 90.) ayeti okuyarak adaletin önemini izah etmiştir. Bu sünnet asırlardır İslam Aleminde her cuma hutbesinde devam etmektedir. Buna istinaden Hz. Peygamberimiz “Mülk küfürle devam edebilir. Ama zulümle asla ayakta kalamaz.” buyurmuştur. Divan edebiyatımızdan şu güzel mısraları günümüz Türkçesiyle veriyorum: Cümle eşya hâlikındır, kul eliyle işlenir, Emr-i Barî olmadıkça sanma ki, bir çöp deprenir. Hak kulundan intikamın,yine kul ile alır, Bilmeyen ilm-i ledünnü anı kul etti sanır. Ne kahrı desti-âdâdan (düşmanlar) ne lütfu âşinadan(dostlar)bil, Umûrun (işlerini) hakka tefviz(havale) et,Cenab-ı Kibriyadan bil. Şimdi yarım asır öncesine 27 mayıs 1960 darbesine bakalım: Demokratik yolla milletin ezici çoğunluğunun oylarıyla seçilmiş Menderes hükümeti, silahlı kuvvetlerce devriliyor, iktidar mensupları Yassı ada’da kurulan sözde Yüksek adalet divanında, ağır hakaretler altında yargılanıyor. Merhum Menderes ve iki bakan idam ediliyor. Genel Kurmay Başkanı Merhum Rüştü Erdelhun paşa idama mahkum ediliyor ve askerlerin hakaretlerine maruz kalıyordu. Daha sonra,12 mart 1971 muhtırası, 12 Eylül 1980 darbesi, uyarı, bildiri ve sair irtica teraneleriyle her 10 yılda bir milletin temsilcileri alaşağı ediliyor, değerleri çiğneniyordu. Müslüman Türk milleti üzülüyor, bunalıyor, ama sabırla vakarını koruyor, sokağa dökülmüyor, işi Allah’a havale ediyordu. En nihayet iktidara yürüyen, Sayın R.Tayyip Erdoğan, ders kitaplarında yer alan bir şiiri okuduğu için hapse atılıyordu. Hatta Başbakan iken partisi kapatılmaya ramak kalmıştı. Asıl görevi vatan savunması olan TSK nin bazı mensupları, hâlâ darbe planları yapıyor. Kaos ve dehşet senaryoları hazırlıyorlardı. İşte bütün bu olup biten haksızlık ve zulümler, naçiz kanaatime göre, gayretullah’a dokundu. Burç döndü, İlâhî adalet tecelli etti. 9 yıl önce hayal bile edemeyeceğimiz demokratik gelişme ve özgürlükler elde edildi. Tarafsız ve âdil yargı işbaşına geldi. Adaletten söz etmişken, İslam adalet sisteminden ve Osmanlı adaletinden birer örnek sunmak istiyorum. Übey-ibni Ka’b adındaki bir sahabi, Halife Hz.Ömer aleyhine bir dâva açar. Hakim Zeyd-ibni Sabit davetiye ile Hz. Ömer’i duruşmaya çağırır. Mahkeme salonuna gelen Hz.Ömer’e hakim tarafından yakınında bir yer gösterilmesi üzerine, Ömer; “Bu ne hal?” der. “Beni davacının yanında değil de kendi yakınında oturtman tarafgirliktir.” Hakim Zeyd’in cevabı şudur: -“Allah’a ve âhiret gününe imanı tam olan bir hakimin taraf tutması imkansızdır. Benim hep uyguladığım usulümdür. Dâvalıyı en yakınıma alarak, ifade verirken, göz ucuyla mimiklerini, vücut dilini ve ruh halini de anlamaya çalışırım.” Hz.Ömer teşekkür eder. Allah’a hamd eder. Osmanlı Devletinin altın yıllarında, Fatih Sultan Mehmet Han devrinde Konyalı bir tüccar, İtalya’dan kumaş ithal etmek ister. Venedik’ten gemiye yüklenen kumaşlar İstanbul’a doğru yola çıkmış, fakat yolda gemi batmıştı. Parasını alamayan Venedikli tüccar, Konya kadısına başvurmuş: -Ben görevimi yaptım. Malları gemiye yükledim. Paramı isterim. Konyalı tüccar ise: -Sipariş ettiğim malları teslim almış değilim. Bedelini ödemem mümkün değildir. Derler… Konya kadısı Hârim efendinin hükmü şudur: “Venedikli tacir siparişi gemiye yüklemiştir. Geminin batması yüce Allah’ın takdiridir. Venedikli davacı malın bedelini alacaktır.” Beklemediği bu adalet karşısında hayran kalan İtalyan tüccar, Hıristiyanlıktan ayrılıp, Kelime-i Şehâdet getirerek Müslüman olur… HÜDÂYA EMANET OLUNUZ…   Yazarın Diğer Yazıları Selam Çağımızda baş döndürücü hızla gelişen bilim ve teknoloji sayesinde, ulaşım ve iletişim alanında kullanılan çeşitli alet ve cihazlar bizlere sunulan büyük nimetlerdir. Artık kâğıt, kalem, mürekkep, daktilo vs. gibi malzemeler gerekmeden bilgisayarın tuşuna basarak istediğimiz bilgi alış verişinde bulunabiliyoruz. Bilgi, duyuru ve düşüncelerimizi kolayca paylaşabiliyoruz. Cenabı-Hakkın lütfettiği bu imkân ve nimetleri düşünerek, bazı dost ve arkadaşların da istekleri doğrultusunda, ben de müktesebatımı, görüş ve düşüncelerimi paylaşmaya karar verdim. Rabbimin verdiği ömür ve imkânlar ölçüsünde buradan sizlere (SELAM) başlığıyla sesleneceğim. Dînî, ahlâkî, sosyal ve kültürel konularda haftada bir gün yazmaya çalışacağım. Bu adımı atmamda 3 ana faktör etkili olmuştur; Bunlar şunlardır: 1-İletişim teknolojisini hayırda kullanmak ve bu nimetin hakkını vermek, 2-Emri-bil’mâruf, nehyi-anil’münker diyebileceğimiz tebliğ vazifem, 3-Sahip olduğum, nâciz bilgi ve birikimin benimle toprağa gitmemesi. Burada hemen belirtmeliyim ki; Hata, eksik ve fazlalıklarım olursa, samimiyetime hamlederek hoş görmenizi dilerim. Sürçü-lisan olursa afv ola. Bilindiği gibi; çalkantılar, kavgalar, çatışmalar, açlık ve sıkıntılarla dolu bir sorunlar yumağı halindeki dünyamızda huzur içinde yaşamaya çalışıyoruz. Mum ışığıyla aradığımız bu huzuru yakalamak için, sorunların çözümünde bir nebze olsun hizmetim geçerse ne mutlu bana. Ayrıca teknolojinin kötüye kullanımı yüzünden ve diğer nedenlerle oluşan, korkunç ahlâkî erozyon sonucu; fenalıkların ve sapık akımların yayıldığı bir ortamda, materyalizmin girdabında boğulmak üzere olan, bunalım içindeki insanlara el uzatarak, irşat ve hidayetlerine vesile olmaya çalışmak en başta gelen vazifemizdir. İmam Taberânînin naklettiği bir Hadisi şerifte Hz. Peygamberimiz (S.A.V.) şöyle buyurmuştur. “Ey Ebu Râfî! Senin iki elin üzerinden (senin gayretlerinle) Hz. Allah’ın bir kulunu hidayete erdirmesi senin için üzerine güneşin doğduğu her şeyden hayırlıdır.”  Hz. Peygamberimizin “Din nasîhattir” Hadisi de bu vazifemizi en güzel şekilde özetlemektedir. Şu halde, yangını görüp, canhıraş bir şekilde bir kova su ile de olsa söndürmeye çalışmak gerekirken, seyirci kalmak, hatta keyfince yan gelip yatmak ne büyük bir gaflettir. Günümüzde yaşanılan olaylar gösteriyor ki, teknoloji hangi seviyeye ulaşırsa ulaşsın, ilmî gelişmeler hayatı ne kadar kolaylaştırırsa kolaylaştırsın DÜNYA NİMETLERİNİN HİÇBİRİ İNSANOĞLUNUN RUHUNU TATMİN ETMİYOR. İnsanların pek çoğu mânevî buhran ve psikolojik bunalım içinde. Kısa bir süre önce medyamızda yayımlanan istatistikî bir rapora göre; Türk toplumunun %50 den fazlası psikolojik tedaviye ihtiyaç duymaktadır. Psikiyatri kliniklerine başvurular artmıştır. İnsanların bunalıma girmesi, iç huzuru bulamayarak psikolojisinin bozulması, cinnet, şiddet ve intihar vak’aları acaba salt ekonomik nedenlerle açıklanabilirmi? Maddenin ve materyalizmin ağır baskısı altında ruhen bunalan insanlar, uyuşturucuya, alkole ve nefsanî eğlencelere başvursalar da bir türlü tatmin olmuyorlar. Çünki tedavinin yolu başkadır. Cenabı Hak ayetinde bu reçeteyi açıklamıştır. “Dikkat edin!İyi anlayın! Ancak ve sadece Allah’ı zikretmekle kalpler mutmain olabilir” (Rağd  28) Yani huzurun yolu ve bunalımdan çıkışın ilacı imanla Allah’a yönelmektir. Hatta iman ve zikir sadece ruhî değil,bedeni rahatsızlıkların tedavisinde de etkilidir. Günümüzde modern tıp bunu kabul etmiş ve kısmen uygulamaktadır. Pek çok Türk bilim adamı gibi, ABD. Cerrahlar Birliği üyesi ve mühtedî Dr.Poll Ernest Adolph yıllarca yaptığı klinik çalışmaları  ve hastaları üzerinde tetkikleri sonucunda;  şunları söylemektedir. “Öyle inandım ki, hakikî ilaç aynı anda hem ruha, hem de cisme şamil olmalıdır. Tıbbî ve cerrahî mâlûmatımı, Allah’a imanım ve ilmimle tatbik etmenin vazifem olduğunu idrak ederek, bu iki yönü sağlam bir esasa bağladım. Ancak bu yolla hastalarımın muhtaç olduğu ilacı onlara sunmaya muvaffak oldum. Tıbbi çalışmalarım esnasında, maddi bilgilerim yanında, manevi bilgilerle de mücehhez olduğum zaman birçok hastalığı gerçekten tedavi edebileceğimi anladım. Eğer insan bu tıbbi çalışmadan Rabbini uzaklaştırırsa, bütün çalışmaları, yarım doz verilen ilaç kadar bile tesirli olmaz.” Hepimiz gayet iyi biliyoruz ki, İnsan ruh ve bedenden ibarettir. Birindeki hastalık diğerini de rahatsız eder. İşte acizane biz burada, Kur’an eczanesinden devşirdiğimiz hayat ve huzur reçetelerini sunmaya çalışacağız. Hüdaya emanet olun.

Reklam Alanı (İçerik Sonrası) Bu alana reklam ver

Yorum Yaz

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.